Öne çıkan içerik
Etiketler
İlgilendiğiniz konuları belirleyip o konularla ilgili ansiklopedi içeriğini araştırın.
Tüm Kimlik Kartlarına Gözatın
Holokost esnasındaki kişisel deneyimler hakkında daha ayrıntılı bilgi için Kimlik Kartlarının içeriğini araştırın.
Tanikliklar
Daha derinlemesine keşfedin: Tüm Tanıklıklara Gözatın
Araştırma Konuları
Holokost’u araştırıyor musunuz? Müze, Holokost’u araştırırken gözönüne almak isteyebileceğiniz bazı konuları belirlemiştir.
Mutlaka okunması gerekenler
:
Maria, Doğu Romanya’da, Moldova’nın [Iasi] başkentinde, fakir Çingene anne babanın dört çocuğundan biriydi. Aile, Romanyalıları ve Çingeneleri içeren karma bir mahallede yaşıyordu. Maria, ailesinin, bahçesinde domuz ve birkaç tavuk beslediği bir evde büyüdü. Babası, şarkı söyleyerek ve Moldova kırsallarına dağılmış pek çok şaraphaneden bazılarında çalışarak geçimlerini sağlıyordu.
1933–39: Anne babamın beni okula gönderecek parası yoktu. Geçinmek için kız kardeşim, ağabeyim ve ben, annemin yerel bir şaraphane için üzüm toplamasına yardım ederdik. Mevsimlik bir işti ve haftalık mukaveleler yapardık. Sabah 5’ten akşama kadar çok ağır ve uzun çalışırdık.
1940–44: 16 yaşına girdiğimde Romanyalılar, babamı Sovyetler Birliği’ne karşı savaşması için askere aldı. Ertesi sene Romanya polisi Iasi’li Çingeneleri topladı ve sığır vagonlarına koyup doğuya gönderdi. Transdinyester’de trenden inince yayan olarak bir çiftliğe götürüldük ve yavaş yavaş ölmemiz için açık alanda bırakıldık. Kız kardeşim bu şekilde öldü. Kocam Stefan kaçmayı başardı. Babamın birliği, tesadüfen yakın bir yerde konuşlanmıştı ve 1943 yılının Noel akşamında bir kısmımızı askerî trenle gizlice Romanya’ya götürdü.
Maria, Iasi’deki savaşın geri kalanında sağ kaldı. Savaşın ardından kocasıyla yeniden bir araya geldi ve tekrar Iasi’ye yerleşti.
Stefan, Moldova’nın başkentinde (Iasi), Doğu Romanya’da yaşayan Çingene bir anne babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. Aile, Romanyalılar ve Çingenelerden oluşan karma bir mahallede yaşıyordu. Stefan’ın babası, yerel restoranlarda gitar çalarak geçimlerini sağlıyordu. Stefan, çocukken keman çalmayı öğrendi ve babasıyla birlikte sık sık sahneye çıktı.
1933–39: Gençken ve kendi kendime gelişebilecek kadar büyükken babamdan ayrıldım ve restoranlarda sahne almak için başka bir genç adamla grup kurdum. Moldova’nın her yerinde sahneye çıktık. 1939’da savaşın patlak vermesi, işimiz için kötü oldu ve pek çok restoran kapandı. Ben de geçimimi sağlamak için çareyi çiftlik işlerinde çalışmakta buldum.
1940–44: 1942 yılında Romanya polisi, Iasi’li Çingeneleri topladı ve sığır vagonlarına koyup doğuya gönderdi. Transdinyester’de trenden inince yayan olarak açık alanlara götürüldük ve erzak yetersiz olduğu için açlıktan ölüme terk edildik. Karımın zorlamasıyla kaçmayı başardım. Tabii kemanımı da aldım. Odessa’ya giden bir yük trenine bindim ve bir otelde çalgıcılık işi buldum. Ama onca zaman boyunca karımı ve kız kardeşimi geride bırakmanın verdiği vicdan azabından kurtulamadım. 1944 yılında tutuklandım ve Romanya ordusuna alındım.
Stefan, savaştan sonra karısıyla Iasi’de yeniden bir araya geldi. 1983 yılında emekli olana kadar müzisyenlik yaptı.
Karl, Doğu Avusturya'daki Wampersdorf köyünde yaşayan Roma Katolik Çingenesi bir ailenin altı çocuğundan dördüncüsüydü. Stokja ailesi geçimlerini gezgin at tüccarları olarak sağlayan Çingenelerin Lowara Roma kabilesine mensuptu. Ailenin yolculuk etmesine uygun bir vagonda kalıyor, kışları da Avusturya'nın başkenti Viyana'da geçiriyorlardı. Karl'ın ataları 200 yıldan fazla bir süredir Avusturya'da yaşamıştı.
1933–1939: Büyürken özgürlük, yolculuk ve sıkı çalışmaya alıştım. Mart 1938'de Almanlar Avusturya'yı tam da yedinci yaş günümden önce topraklarına kattığında, vagonumuz kış olduğu için Viyana kamp alanında park edilmiş vaziyetteydi. Almanlar bize birbirimizden ayrılmama emri verdi. Ailem vagonumuzu ahşap bir ev hâline getirdiyse de, ben etrafımda kalıcı duvarlar olmasına bir türlü alışamadım. Babam ve en büyük ablam fabrikada çalışmaya başladı, ben de okula başladım.
1940–1944: 1943'e kadar, ailem binlerce Çingene'nin kaldığı Birkenau Nazi kampına sürgün edilmişti. Şimdi etrafımızda elektrikli teller vardı. Ağustos 1944'e kadar yalnızca 2.000 Çingene sağ kalabildi. Aramızdan 918 kişi ise zorunlu çalıştırılmak üzere Buchenwald'a götürüldü. Almanlar 200 kişinin çalışamaya elverişli olmadığına karar verdi ve bizi tekrar Birkenau'ya sevk etti. Beni de Birkenau'ya götürürler diye düşünmüştüm. Onlarsa benim çok genç olduğum kanaatine vardı. Ağabeyim ve dayım, 14 yaşında ve cüce olduğumu söylediler. Kalmak zorundaydım. Bizim dışımızda kalan çalışamaz durumdaki kişiler gaz odasında öldürülmek üzere geri gönderildi.
Karl daha sonra Flossenbürg toplama kampına götürüldü. 24 Nisan'da Amerikalı askerler tarafından Almanya, Roetz yakınlarında serbest bırakıldı. Savaştan sonra Viyana'ya döndü.
Ailesi ve arkadaşları arasında Hansi olarak bilinen Johann, altı çocuklu Roma Katolik Çingenesi bir ailenin üçüncü çocuğuydu. Ailenin vagonu, kışları Avusturya'nın başkenti Viyana'da yazları ise Avusturya kırsalında geçiren bir konvoyla beraber seyahat ediyordu. Stokja ailesi, geçimlerini gezgin at tüccarları olarak sağlayan Çingenelerin Lowara Roma kabilesine mensuptu.
1933–39: Büyürken özgürce yaşamaya, seyahat etmeye ve sıkı çalışmaya alışmıştım. Almanya, Mart 1938'de Avusturya'yı ilhak ettiğinde kışı geçirmek üzere Viyana'daki kamp yerine gelmiştik. Almanlar hiçbir yere gitmememizi emretti. Ailem vagonumuzu ahşap bir eve dönüştürmek zorunda kaldı. Babam ve ablam da bir fabrikada çalışmaya başladılar. Okula başladım. Ancak ailemiz yıl boyunca bir yerden başka bir yere gitmeye alışıktı.
1940–44: 1943’te ailem Çingenelerin tutulduğu Birkenau Nazi kampına sürgün edilmişti. Bir gün annem kan zehirlenmesi nedeniyle beni revire götürdü. Çok korkuyordu çünkü mahkumların revirin "bacasından" da çıkabildiğini duymuştu. Ama ertesi gün eve döndüğümde rüyamda beyazlar içinde güzel bir kadının beni sıcacık kucaklayışıyla iyileştirdiğini gördüğümü anneme anlatınca önce gökyüzüne sonra bacası tüten krematoryuma bakarak şükür içinde dua etti. Çünkü revir bir ölüm mekânıydı. Şifa bulunan bir yer değildi.
Hansi daha sonra zorunlu olarak çalıştırıldığı Buchenwald ve Flossenbürg toplama kamplarına gönderildi. 24 Nisan 1945'te Roetz yakınlarında özgürlüğüne kavuştu. Savaş sona erince Viyana’ya döndü.
Ossi, bir aile vagonunda yaşayan, Roma Katolik Çingenesi bir ailenin altı çocuğundan en küçüğüydü. Kışın karavanda Avusturya'nın başkenti Viyana'da kalıp, yazın tekrar sayfiyeye dönüyorlardı. Stokja ailesi geçimlerini gezgin at tüccarları olarak sağlayan Çingenelerin Lowara Roma kabilesine mensuptu. Ossi'nin ataları 200 yıldan fazla bir süredir Avusturya'da yaşamıştı.
1933–1939: Mart 1938'de Almanlar Avusturya'yı kendi topraklarına kattığında, Ossi 2 yaşındaydı. Almanlar ülkeye girdiğinde Stojka ailesinin karavanı kış olduğu için Viyana kamp alanındaydı. Almanlar, Çingenelere birbirlerinden ayrılmama emri verdi. Stokja ailesi karavanını ahşap bir eve dönüştürerek, tek bir yerde yaşamaya alışmaya çalıştı.
1940–1944: Çingenelere kendilerini başka bir “ırkın” üyeleri olarak kaydettirmeleri için baskı yapıldı. Almanlar babasını götürdüğünde, Ossi 5 yaşındaydı. Daha sonra kız kardeşi Kathi'yi götürdüler. Sonunda Ossi ve ailenin geri kalanı Birkenau'da Çingeneler için ayrılmış kampa gönderildi. Çok az yiyecek vardı. Neredeyse hepsi de şalgamdı. Küçük Ossi, tifüse yakalandı ve hasta esirlerin kaldığı barakalara götürüldü. Hasta barakalarından genellikle “krematoryumun arka odası” diye bahsedilirdi.
Ossi'ye tıbbî bir tedavi verilmedi. Tifüs ve kötü beslenme nedeniyle hayatını kaybetti. Öldürüldüğünde 7 yaşındaydı.
Ceija, Roma Katolik Çingenesi altı çocuklu bir ailenin beşinci çocuğuydu. Stojka ailesinin vagonu, kışları Avusturya'nın başkentinde, yazları da Avusturya kırsalında geçiren bir konvoyla beraber seyahat ediyordu. Aile, geçimlerini gezgin at tüccarları olarak sağlayan Çingenelerin Lowara Roma kabilesine mensuptu.
1933–39: Büyürken özgürce yaşamaya, seyahat etmeye ve sıkı çalışmaya alışmıştım. Bir keresinde babam bozuk bir şemsiyeden bana etek yapmıştı. Almanya Mart 1938'de Avusturya'yı ilhak ettiğinde 5 yaşındaydım. Kışı geçirmek üzere Viyana'daki kamp yerindeydik. Almanlar, hiçbir yere ayrılmamızı emretti. Ailem, vagonumuzu eve dönüştürmek zorunda kaldı. Yemeğimizi açıkta, ateş üzerinde pişirmek yerine ocakta pişirmeyi öğrendik.
1940–44: Çingenelere kendilerini başka bir “ırkın” üyeleri olarak kaydettirmeleri için baskı yapıldı. Kamp alanımızın etrafı telle çevrildi ve polis gözetimine girdik. Almanlar babamı götürdüğünde 8 yaşındaydım. Külleri birkaç ay sonra bir kutu içinde anneme geldi. Daha sonra kız kardeşim Kathi’yi götürdüler. En sonunda da hepimizi Çingenelerin tutulduğu Birkenau Nazi kampına gönderdiler. Sürekli bacası tüten bir krematoryumun gölgesinde yaşıyorduk. Tutulduğumuz barakanın önünden gaz odalarına gidildiği için o yola "cehennem yolu" diyorduk.
Ceija 1945 yılında Bergen-Belsen kampından kurtarıldı. Savaş bittikten sonra derlemiş olduğu Yahudi soykırımını konu alan Lowara Çingene şarkılarını yayınladı.
Marie, konvoy hâlinde seyahat eden ve gezgin at tüccarları olarak geçimlerini sağlayan Lowara Roma Çingene kabilesine mensuptu. Kışın Avusturya'nın başkenti Viyana'da kalıyor, yazın tekrar Avusturya kırsalına dönüyorlardı. Marie, 18 yaşındayken kendisiyle aynı kabileden olan Karl Stojka ile evlendi. Marie'nin ailesi, Roma Katolik inancına sahipti ve 200 yıldan beri Avusturya'da yaşamaktaydılar.
1933–39: 1936 yılında altı çocuğumuz vardı. Kafilemizle beraber yaşıyorduk. Özgürlüğe, gezmeye ve çok çalışmaya alışmıştık. Mart 1938'de Almanya Avusturya'yı ilhak ettiğinde vagonumuz kışı geçirmek üzere geldiğimiz Viyana'daki kamp alanındaydı. Almanlar yerimizden ayrılmamızı emretti. Vatandaşlık haklarımızı kaybetmiştik. Ailem vagonumuzu eve dönüştürmek zorunda kaldı. Yemeği ateş üzerinde pişirmek yerine ocakta pişirmeyi öğrendim.
1940–44: Çingenelere kendilerini başka bir “ırkın” üyeleri olarak kaydettirmeleri için baskı yapıldı. Kamp alanımız etrafı telle çevrildi ve polis gözetimine girdik. Bir yıl sonra Almanlar kocamı götürdü. Birkaç ay sonra da bana onun küllerini yolladılar. Yas tutuyordum. Uzun saçlarımı kestim. Bir rahibin yardımıyla da küllerini kutsal toprağa gömdüm. En sonunda geride kalanları, Çingenelerin tutulduğu Birkenau Nazi kampına gönderdiler. Bu korkunç yerde çocuklarıma elimden geldiğince iyi bakmaya çalışıyordum fakat en küçük çocuğumu tifüs nedeniyle kaybettim.
Marie, 1944'te Ravensbrueck kampına gönderildi. Nisan 1945'te Bergen-Belsen kampındayken de kurtarıldı. Savaş sona erince sağ kurtulan beş çocuğuyla tekrar bir araya geldi.
Nazi doktorların gözetiminde ikizlerini dünyaya getiren Çingene Theresia Seible ve ikizlerden biri olan Çingene Rita Prigmore, ikizler üzerindeki araştırmaları anlatıyor.
[Fotoğraf: Getty Images, New York City; Yad Vashem, Jerusalem; Max-Planck-Institut für Psychiatrie (Deutsche Forschungsanstalt für Psychiatrie), Historisches Archiv, Bildersammlung GDA, Munich; Bundesarchiv Koblenz, Germany; Dokumentationsarchiv des österreichischen Widerstandes, Vienna; Kriemhild Synder: Die Landesheilanstalt Uchtspringe und ihre Verstrickung in nationalsozialistische Verbrechen; HHStAW Abt. 461, Nr. 32442/12; Privat Collection L. Orth, APG Bonn.]
We would like to thank Crown Family Philanthropies and the Abe and Ida Cooper Foundation for supporting the ongoing work to create content and resources for the Holocaust Encyclopedia. View the list of all donors.