Barbara’nın ailesi, 1933’te Hollanda’nın Amsterdam kentine taşındı. Anne Frank ve ailesi ile arkadaş oldular. Almanlar, Hollanda’yı 1940’ta işgal etti. Barbara’nın erkek arkadaşı Manfred’in yeraltı bağlantıları vardı. Bu sayede Barbara, sahte belgeler edindi. Annesi, kız kardeşi ve babası, Westerbork kampına, oradan da Auschwitz’e götürüldü. Barbara, sahte belgeleri kullanarak sağ kalmayı başardı ve direniş için çabaladı. Yahudilerin saklanacak yer bulmasına yardım etti ve sahte ismiyle kiraladığı apartmanda Yahudilerin saklanmasına izin verdi.
Onun bale okulunda dersler aldım ve birliğe katılmam istendi. Yeraltı birliğinin sorun olup olmadığını sordular. Evet, çünkü yeraltına, bu birliğe girince inanılmaz evraklar alıyordunuz. Birlik, sokağa çıkma yasağından sonra dışarı çıkabilmenizi sağlatan evraklar veriyordu. Bu sayede insanların bir saklanma yerinden diğerine geçmesine yardım edebildim. Amerikan askerleri, yeraltındaki başka kişileri vuruyordu. Nasıl yapıldığını size anlatayım. Çok fazla taksi yoktu. Araç sayısı çok azdı. Çünkü kullanacakları benzin yoktu. Bisiklete binen insanlar, üçüncü dünya ülkelerindeki gibi, arkalarında küçük vagonlar çekiyordu. Bazılarının üstü kapalıydı. Bu sayede yağmur yağınca—ki Hollanda’da çok yağmur yağardı—insanlar ıslanmazdı. Bazılarının da üstü açıktı. Her tür ulaşım yolu vardı. Taşıdığım insanların çok azını gece taşıdım. Yani sokağa çıkma yasağından sonra. Onlar tahta koltukta otururdu ben de kısa bir etekle arkalarında şu şekilde öne doğru eğilerek otururdum. Elimde evraklar, yüzümde baleden kalma makyaj vardı. Almanlar ya da Hollanda polisi başını içeri sokup “Nedir bu? Sokağa çıkma yasağı başladı” derlerdi. Gülümseyerek evrakları uzatırdım. Pek çok kişiyi bu şekilde taşıdım.
We would like to thank Crown Family Philanthropies, Abe and Ida Cooper Foundation, the Claims Conference, EVZ, and BMF for supporting the ongoing work to create content and resources for the Holocaust Encyclopedia. View the list of donor acknowledgement.