Doriane’in Yahudi ailesi, 1940 yılında Amsterdam’a kaçtı. Aynı yıl Almanların Hollanda’yı işgal ettiğine şahit oldu. Babası, Auschwitz’e sürüldükten sonra öldü. Annelerinin yakalanmasından sonra Doriane ve erkek kardeşi, Yahudi olmayanlarla birlikte saklandı. Üçü, Westerbork üzerinden sürüldükleri Bergen-Belsen’de yeniden bir araya geldi. Kampın 1945 yılında tahliyesi sırasında kurtarıldılar. Annesi, Doriane tifüsten kurtulmasına yardım ettikten kısa süre sonra kanserden öldü. Doriane ve erkek kardeşi, Amerika Birleşik Devletleri’ne göç etti.
Birileri, erkek kardeşim Freddie ile beni gece yarısı sokağa çıkardı. Kim olduğunu artık söyleyemem. Bekâr bir kadının kaldığı bir apartman dairesine götürüldük. O gece nerede olduğumuzu bilmiyordum ama kadın ikinci katta yaşayan, Yahudi olmayan biriydi. Birkaç hafta onunla yaşadık ve bütün gün yatakta kalmak zorundaydık. Çünkü bekâr bir kadındı ve alt katında kalanlar, yanında kimsenin yaşadığını bilmiyordu. Her gün işe gitmesi gerekiyordu. Yer altında çalıştığından kimsenin kuşkulanmaması için Fred ve ben, tüm gün yatakta kalmak zorundaydık. O zaman yedi yaşındaydım. Erkek kardeşim ise altı yaşındaydı. Yedi ve altı yaşında iki çocuk, bütün gün yatakta kalamaz elbette. Yataktan çıkmamaya çalışıyorduk ve parmaklarımızın ucunda yürüyorduk. Aziz Nikola günü oradaydık. Aziz Nikola günü, Hollanda’da pek Hristiyan bayramı gibi değildir. Neredeyse millî bayram gibi kutlanır. Bütün çocuklar, kutlamalara katılır. Kadın, Aziz Nikola’ya ilgi göstermemiz için uğraşıyordu ama biz katılmak istemiyorduk. Annemin yanına gitmek istiyordum ama “hayır, gidemezsin” diyorlardı. Artık orada kalamayacağımız söylendikten kısa bir süre sonra yine başkalarıyla gizlice kaçırıldık ve Hollanda’nın küçük bir kasabasına götürüldük. Neresi olduğunu söyleyemem. Merkeze uzak çiftlik bölgelerinde bir yer. Sadece ilk adlarını hatırladığım iki kişi vardı yanımızda. Hank Amca, Ome Hank ve Jo Teyze diyorlardı onlara. Bizi çok eğlendiriyorlardı. Çünkü ilk başta Jo Amca mı, Hank Teyze mi ya da tam tersi mi, anlamamıştık. Bir çiftlik, küçük bir topluluk, bir ev, geniş bir arka bahçe ve tavşanlar olduğunu hatırlıyorum. Oyun olarak toprağa sopayla bir şeyler çizer, yollar, labirentler oluştururduk. Geçmişe bakınca insanların iki Yahudi çocuğunu büyük şehrin dışındaki bir kasabada saklamaya götürmesinin ne büyük bir risk olduğunu görüyorum. Kimse iki küçük çocukla çıkagelip daha önce karşılaşmadıkları akrabalarıymış gibi yutturulamazdı. Bunu yapmak, büyük bir risk olmalı.
We would like to thank Crown Family Philanthropies, Abe and Ida Cooper Foundation, the Claims Conference, EVZ, and BMF for supporting the ongoing work to create content and resources for the Holocaust Encyclopedia. View the list of donor acknowledgement.