Meyer (Max) Rodriguez Garcia

Max, Yahudi bir ailenin çocuğu olarak Amsterdam’da dünyaya geldi. Orta sınıfın bulunduğu bir bölgede yaşıyordu. Burada yaşayanların çoğu elmas perdahçısıydı. Babası da onlardan biriydi. Amsterdam, 1920 ve 30'lu yıllarda farklılık ve çeşitlilik gösteren bir nüfusa sahip kozmopolit bir şehirdi. Babası Max'in onun gibi elmas ticareti işine gireceğini umuyor olsa da Max bir mimar olmak istiyordu.

1933–39: En mutlu olduğum yıllar, okulda yakın arkadaşlarımla birlikte olduğum zamanlardı. Babam, İngilizce öğrenmeme yardımcı olması için eve gazeteler getirerek beni teşvik ediyordu. 1933'ten sonra Alman Yahudiler, Amsterdam'a kaçmaya başladı. Babam işten çıkartıldı ve biz de Belçika'ya taşındık. Bar mitzvah törenimden sonra bir elmas fabrikasında çıraklık yaptım. Ancak bir gün bir elmas kırdığımda başka bir şey denemeye karar verdim: mimarlık. Almanların yakında Belçika'ya saldırmalarından korktuğumuz için 1939'da Amsterdam'a döndük.

1940–44: Almanya, 1940 yılının Mayıs ayında Hollanda'yı işgal etti. Ailem, hayatta kalmak için karaborsada peynir sattı. 1943'ün başında saklanmaya başladım. Ancak Haziran ayında tutuklandım ve Auschwitz'e sürüldüm. Kampta bir yıl geçirdikten sonra apandisitimden rahatsızlandım. Nazi doktorlar, genç bir doktorun neredeyse patlamak üzere olan bir apandistin alındığını görmesi için dört gün boyunca durumumun kötüleşmesini bekledi. “Şanslıydım.” Tıbbî müdahaleye ihtiyacı olan çoğu insan gaz odalarına yollanıyordu. Sovyetler yaklaştıkça Almanya’nın iç bölgelerine doğru gitmek zorunda kaldık.

Max, 6 Mayıs 1945'te Avusturya’daki Ebensee işçi kampında Amerika Birleşik Devletleri Ordusu tarafından kurtarıldı. 1948 yılında Amerika Birleşik Devletleri'ne taşındı ve bir mimar oldu.