Nazilerin gerçekleştirdiği Holokost, Avrupa’daki Yahudi halkına büyük zarar vermişti ve yüzlerce yıllık kültürlerini neredeyse yok etmişti. Holokost, Avrupa’da yaşayan Seferad (Judeo İspanyol) Yahudi nüfusunu neredeyse ortadan kaldırarak eşsiz dillerini ve geleneklerini de tamamen yok olmanın eşiğine getirmiştir. Kuzeybatıdaki Fransa ve Hollanda’dan güneydoğudaki Yugoslavya ve Yunanistan’a kadar olan bölgedeki Seferad Yahudileri, neredeyse kaybolmuştur.

II. Dünya Savaşı öncesinde Avrupa’daki Seferad toplumu, yoğun olarak Balkanlar’da; Yunanistan, Yugoslavya ve Bulgaristan’da yaşıyordu. Nüfusun başlıca merkezleri Selanik, Saraybosna, Belgrad ve Sofya’ydı. Savaş sırasında Balkanlar’daki Yahudi toplumu, çok farklı ve yönetildikleri rejime göre değişen uygulamalarla karşılaşmıştır.

Sırbistan ve Kuzey Yunanistan’daki, Selanik’teki 50.000 Yahudi dahil, Yahudi halk Nisan 1941’de doğrudan Alman işgali altında kalarak mülksüzleştirme, aşağılama, zorunlu olarak çalıştırılmak üzere esir alma ve son olarak da Auschwitz-Birkenau’ya gönderilme ve 1943 yılının Mart–Ağustos ayları arasında katledilme gibi baskıcı uygulamaların ağırlığı altında ezilmişlerdir.

Güney Yunanistan’daki Yahudi nüfus, Yahudi karşıtı yasaları kabul etmekten kaçınan ve Almanların Yahudileri Polonya’ya gönderme girişimlerine direnen İtalyanların bölgesinde kalıyordu. Bu durum, 8 Eylül 1943’te İtalya’nın teslim olması üzerine Yahudilerin Alman kontrolüne girmesine kadar aynı şekilde sürmüştü.

Bosna ve Hırvatistan’daki Seferad Yahudileri, Nisan 1941’den itibaren Almanya tarafından kurulan Faşist Katolik bir uydu devlet yönetimindeydi. Sırplar ve Romanlar (Çingeneler) ile beraber öldürüldükleri yerel kamplara gönderilmeden önce kıyım benzeri uygulamalara maruz kaldılar.

Makedonya ve Trakya’daki Yahudiler, Bulgar işgal kuvvetleri tarafından yurtlarından edilerek tutuklanmış ve kamplara gönderilmeleri için Almanya’ya teslim edilmişlerdir.

Bulgaristan Yahudileri, Nazilerin müttefiki olan yönetimin uyguladığı acımasız Yahudi karşıtı yasalarla karşı karşıya gelmiş ancak Bulgar parlamenterlerin din adamlarının ve aydınların baskıları sayesinde sürülmekten kurtulmuşlardır. Sayıları 50.000’den fazla olan Bulgar Yahudileri, bu şekilde hayatta kalmıştır.