Leon, Yahudi İspanyolcası konuşan ve Sefarad Yahudilerinden olan büyük bir ailede dünyaya geldi. Franko ailesi, çeşitli etnik grupları barındıran ve Yugoslav-Makedonya'nın güney bölgesindeki Yunanistan sınırının yakınında bulunan Manastır kasabasında yaşıyordu. Leon'un babası Yiosef başarılı bir kumaş tüccarıydı. Franko ailesinin çocukları, Yugoslavya'daki devlet okullarına gittiler ve burada Sırpça konuşmayı öğrendiler.
1933–39: Leon, okulunu bitirdikten sonra Manastır'da bir kumaş tüccarı oldu. Zengin bir aileden gelen Leon, yakışıklı ve popülerdi. Arkadaşları ona sürekli bir film yıldızına benzediğini söylerdi. Erkek kardeşi Dario, onu örnek alıyordu.
1940–44: 1941 yılının Nisan ayında Almanlar, Yugoslavya'yı işgal etti ve Makedonya Bulgaristan'a teslim edildi. Bulgarlar, Yahudi karşıtı yasalar çıkarıp Almanlarla işbirliği yaptılar. Leon ve Dario, İtalyan işgali altındaki Yunanistan'ın Kesriye kasabasına kaçtı. Leon, orada Rebecca Pissirilo ile tanıştı ve evlendiler. İtalya teslim olduktan sonra Almanlar, Kesriye'deki 700 Yahudiyi Selanik'e gönderdiler. Burada Auschwitz'e gönderilmek için toplanıyorlardı. Dokuz aylık hamile olan Leon'un eşi Selanik'teyken Uluslararası Kızıl Haç örgütü tarafından bir hastaneye kaldırıldı.
Leon, 1 Nisan 1944'te Selanik'ten Auschwitz'e giden trendeki 700 Yahudinin arasındaydı. Kendisi ve eşi, Auschwitz'te hayatlarını kaybettiler. Bebekleri Esther ise hastanedeki bir hemşire tarafından kurtarıldı.
Başka OkumalarRebecca, Yahudi İspanyolcası konuşan ve Sefarad Yahudilerinden olan bir ailenin üç çocuğundan en büyüğüydü. Pissirilo ailesi Kesriye'de yaşıyordu. Burası Arnavutluk sınırının yakınında Makedonya'nın Yunanistan işgali altında bulunan dağlık bölgesindeki bir kasabaydı. Rebecca'nın babası başarılı bir kumaş tüccarıydı. Pissirilo ailesinin çocukları devlet okuluna gidiyordu.
1933–39: Rebecca ilkokulu bitirdikten sonra ortaokula başladı. Şarkı söylemeyi ve ders çalışmayı severdi. Rebecca sınıfındaki bazı kızlar gibi günlük tutardı. Kızlar sahte isimler kullanırdı. Bunlar çoğunlukla sevdikleri bir kadın oyuncunun adı olurdu. Rebecca'nın sahte adı, “Marlene Dietrich”ti.
1940–44: İtalya 1940'ta Yunanistan'a saldırdı. İtalyan yetkililer 1941'de Pissirilo ailesinin evinde kalıyordu. Rebecca İtalyan işgali sırasında Yugoslavya'dan gelen bir Yahudi mülteci olan Leon Franko ile evlendi. İtalya 1943 Eylül'ünde teslim oldu. Almanlar Kesriye'yi işgal ettiler ve kasabadaki 700 Yahudiyi Selanik'e gönderdiler. Kızıl Haç örgütü orada doğum yapmak üzere olan Rebecca'ya aracılık ederek onu hastaneye götürdüler. Rebecca, Kesriye'deki Yahudilerin Auschwitz'e gönderildiği 1 Nisan 1944 tarihinde doğum yaptı.
Rebecca hastanede saklanmayı denedi. Ancak ihanete uğrayınca 8 Eylül 1944'te Almanlar tarafından infaz edildi. Hastanedeki küçük bebek bir hemşire tarafından kurtarıldı.
Başka OkumalarNorbert, Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da yaşan Yahudi bir ailenin çocuğuydu. Tanınmış bir avukat ve aynı zamanda Yahudi topluluğunda etkin olan babası, şehrin Yahudi yetimlerine yapılan yardımlara liderlik ediyordu. Sofya, 1930'ların ortalarında Bulgaristan'da yaşayan 50.000 Yahudi'nin yaklaşık yarısını barındırıyordu.
1933–39: 1 Eylül 1939'da bir aile gezisindeyken radyoda savaşın (II. Dünya Savaşı) başladığını duyduk. Ailem endişeyle birbirine bakıyordu. Şimdi bize ne olacaktı? Bulgaristan Almanya ile yakın ilişkiler içindeydi. Bu nedenle korkuyorduk. Gazete bayisinde ilk kez gazetelerde Yahudi karşıtı başlıklar gördüm. Hepsi de Yahudilerin "uluslararası komplosundan" bahsediyordu. Babamdan olanları bana anlatmasını istedim. Olayları kavramakta güçlük çekiyordum.
1940–44: 1943 yılının Mayıs ayında ailem, Kuzey Bulgaristan'ın Pleven şehrine gönderildi. Sürülmemiz başkalarından duyduğumuz gibi olmadı. Ailemizle yaşıyorduk ve hatta devlet okuluna bile gidiyordum. Sovyet ordusu 9 Eylül 1944'te ülkeye ulaştı. Bulgar partizanlar, dağlardan indi ve kasaba yetkililerini toplamaya başladı. O sırada sokaktaydım ve onlara yardım ettim. Emniyet müdürü silah zoruyla tutulurken ceplerini aradım. Adamdan daha çok titriyordum.
Norbert savaştan sonra liseyi Sofya'da bitirdi. 1948'de İsrail'e göç etti ve daha sonra da Amerika Birleşik Devletleri'ne taşındı.
Başka OkumalarJudith, orta sınıf, dindar bir Yahudi anne babanın iki çocuğundan küçük olanıydı. Judith’in Sefarad olan annesi Clara, 1492’de İspanya’dan sürgün edilmiş Yahudilerin soyundan geliyordu. Babası Lodewijk, merkezi Amsterdam’da bulunan bir firmanın gezici temsilcisiydi. Aile Amsterdam’ın güney varoşlarındaki yeni bölümünde bulunan bir apartmanda oturuyordu.
1933–39: Judith, ilkokula kendisiyle aynı yaştaki kuzeni Hetty ile birlikte gitti. Judith ders çalışmayı seviyordu. Annesi, evlerine gelen öğrencilere piyano dersi veriyordu. Piyano çalmayı Judith de seviyordu. Ailesi, Yahudi bayramlarını kutlardı ve çoğu Hollandalı aile gibi her 6 Aralık Aziz Nikolas Günü’nde hediye alıp verirdi.
1940–43: Almanlar, Amsterdam’ı işgal edince Yahudilerin kütüphanelere ve müzelere girmelerini, hatta sokağı kullanmalarını bile yasaklayan yani kanunlar uyguladı. Daha sonra Yahudilere kimliklerini belli eden sarı rozet takmalarını emrettiler ve Yahudi çocukların devlet okuluna gitmesini yasakladılar. Judith’in akrabaları birer birer ortadan kayboldu. Almanlar tarafından toplandı. Daha sonra Judith, annesi ve erkek kardeşi, Judith’in babası gece vardiyasında çalışırken gelen Almanlar tarafından tutuklandı.
Judith, Westerbork kampına sürüldü. Oradan, Polonya’daki bir imha kampına gönderildi. Öldüğünde 13 yaşındaydı.
Başka OkumalarII. Dünya Savaşı’ndan sonra Bulgaristan’da Yahudi karşıtı önlemler etkili olmaya başladı. Bulgaristan, Mart 1941’de Mihver ittifakına katıldı ve Alman birlikleri Sofya’dan geçti. Norbert ve ailesi Mayıs 1943’te akrabalarıyla birlikte kaldıkları, Kuzey Bulgaristan’daki Plevin’e sürgün edildi. Sovyet ordusunun 1944’teki ilerlemesinin ardından Norbert ve ailesi Sofya’ya geri döndü.
Başka OkumalarFlory, Seferad Yahudilerinden olan bir ailede dünyaya gelmişti. Küçük bir çocukken annesi, Flory’nin üvey babasıyla beraber Zagreb’e taşındı. İki yıl boyunca büyükannesiyle yaşayan Flory, daha sonra Zagreb’deki ailesinin yanına gitti. Zagreb’de müzik dersleri alan Flory, akordeon çalmayı öğrendi. Nisan 1941’de Almanya ve müttefikleri, Yugoslavya’yı işgal ederek ülkeyi böldüler ve Macaristan’da Alman yanlısı Hırvat milliyetçileri olan Ustaşa’nın yönetime getirildiği faşist bir rejim kurdular. Ustaşa rejimi, kısa bir süre sonra Zagreb’de Yahudi karşıtı uygulamaları dayatmaya başladı. Artık Flory’nin okula gitmesine izin verilmiyordu. Yahudiler, Yahudi olduklarını gösteren rozetler takmak zorundaydı. Flory’nin ailesi, Zagreb’den kaçarak İtalyan işgalindeki topraklara sığındı. Ardından İtalya’nın güneyine geçtiler. Müttefikler, 1943 yılında İtalya’yı işgal etti. Flory, İtalya’nın Eylül 1943’te ateşkes imzalamasından sonra Güneydoğu İtalya’nın Bari şehrinde Amerikan kuvvetleri için çalışmaya başladı. Haziran 1945’te savaşın sona ermesinin ardından bir Amerikan astsubayı olan Harry Jagoda ile evlendi. Flory ve kocası, Amerika Birleşik Devletleri’ne yerleşti.
Başka OkumalarWe would like to thank Crown Family Philanthropies and the Abe and Ida Cooper Foundation for supporting the ongoing work to create content and resources for the Holocaust Encyclopedia. View the list of all donors.