Erzsebet Markovics Katz

Erzsebet, Macaristan'ın Bodrog Nehri'nde bir kasabada yaşayan Yahudi bir ailede dünyaya geldi. Sarospatak Orta Çağ’dan kalan hisar kalıntıları, Windischgratz kalesi, birçok şaraphane, un değirmeni ve tuğla işçiliğiyle tablo gibi bir kasabaydı. Erzsebet'in babası, bir çilingir ve metal levha işçisiydi.

1933–39: Jozsef Katz'la evlendim. Hoş bir nikâh töreniydi. Jozsef büyük bir Yahudi ailesinden geliyor. Tanıştığımızda Sarospatak'ta marangozluk yapıyordu. Şimdi Jozsef'in küçük bir mobilya imalat dükkânı açtığı Budapeşte'ye taşındık. Şimdilik buna gücümüz yettiği için pek güneş görmeyen, iki odalı bir dairede kalıyoruz.

1940–44: Savaş çıkıp Jozsef'in diğer binlerce Yahudi erkeğiyle birlikte zorunlu çalışma hizmetine alınmasından buyana neredeyse dört yıl geçti. Üç ay önce Alman birlikleri Macaristan'ı ele geçirdi. Şimdi de Almanlar Budapeşte'deki tüm Yahudilere sarı Davut Yıldızı'yla işaretlenmiş evlere taşınmalarını emrediyor. Buna ilaveten sadece öğlen 11'den akşam 5'e kadar sokağa çıkmamıza izin veren sıkı bir sokağa çıkma yasağı uyguluyorlar. Macaristan kırsallarındaki Yahudilerin sürülmelerini hepimiz duyduk ve sıradakinin biz olacağımızdan korkuyoruz.

Kısa bir süre sonra Erzsebet, Budapeşte sokaklarında tutuklanıp sürüldü. Savaşın sonlarına doğru Bergen-Belsen kampındaki tifüs salgınından ölen binlerce kişiden biriydi.