Holokost sırasında birçok Avrupalının kayıtsızlığına ve birçoğunun da Yahudilerin öldürülmesine yardım etmesine karşın, her Avrupa ülkesinde ve farklı dinî kökenlerden gelen kişiler Yahudileri kurtarmak için kendi hayatlarını riske attı. Kurtarma çabaları kişilerin birbirinden ayrı eylemlerinden, küçük büyük organize ağlara kadar değişiyordu.

Holokost sırasında Yahudilerin kurtarılması birçok zorluğa yol açtı. Müttefikler'in “savaşı kazanma” önceliği ve kurtarılması gereken kişilere ulaşılamaması büyük kurtarma operasyonlarının yapılmasını engelledi. Tehlikedeki Yahudilere yardım etmek isteyen kişiler yakalandıklarında ve saklanan kişilere lojistik destek verdikleri ortaya çıktığında ağır sonuçlarla karşılaştı. Son olarak da özellikle Batı Avrupa'da, Yahudi olmayan toplumlar arasında Yahudilere karşı hissedilen düşmanlık kurtarmanın önündeki yıldırıcı bir engel oluşturuyordu. Kurtarmanın çeşitli yolları vardı.

Almanya'nın işgal ettiği Danimarka Mihver devletlerin kontrolündeki Avrupa'da en ünlü ve eksiksiz operasyonların yapıldığı yerdi. 1943 yazının sonunda, Alman işgalinden sorumlu yetkililer Danimarka'da artan direniş ve sabotajlara karşılık sıkıyönetim ilan etti. Alman Emniyet Gücü'ne ait memurlar sıkıyönetim sürerken Danimarkalı Yahudileri sürgüne göndermeyi planladı. 28 Eylül 1943'te, bir Alman işadamı 1–2 Ekim 1943'te yapılması planlanan operasyonun engellenmesine yönelik Danimarkalı yetkilileri uyardı. Yahudi olmayan komşuların ve arkadaşlarının yardımıyla bütün Yahudiler saklandılar. Sonraki günlerde, Danimarka direnişi Danimarkalı balıkçıları yaklaşık 7.200 Yahudiyi (ülkenin toplam Yahudi nüfusu 7.800 idi) kaçak olarak küçük balıkçı teknelerinde güvenlikleri için tarafsız ülke İsveç'e götürmeyi kapsayan bir kurtarma operasyonu organize etti.

Sözde Generalgouvernement'ta (Almanya tarafından işgal edilen Polonya) bazı Polonyalılar Yahudilere yardım etti. Örneğin Yahudilerin sosyal yardım ihtiyaçlarını karşılayan yeraltı örgütü Zegota (Yahudilere Yardım Konseyi, Rada Pomocy Zydom'un kod adı) Eylül 1942'de operasyonlarına başladı. Milliyetçi Polonya Vatan Ordusu (Armia Krajowa-AK) üyeleri ve komünist Polonya Halk Ordusu'nun (Armia Ludowa-AL) üyeleri Nisan 1943'te Varşova gettosundaki ayaklanma sırasında Alman mevkilerini vurarak Yahudi mücadelecilere yardım etti, Polonya yeraltı örgütü ayrıca Yahudi mücadelecilere az sayıda silah ve askerî cephanelik sağladı. Yahudilerin Varşova gettosundan Treblinka'ya sürgün edilmesinin başlangıcı 1942 Temmuz aynının sonlarından Alman işgalcilerin Evin Ordusu ayaklanmasını bastırarak 1944 sonbaharında Varşova'yı ele geçirmesine kadar, Varşova ve çevresinde 20.000 kadar Yahudi saklanarak hayatlarını sürdürüyordu.

Farklı dinî gruplardan kurtarıcılar vardı: Protestan ve Katolik, Doğu Ortodoksu ve Müslüman. Avrupa'daki bazı kiliseler, yetimhaneler ve aileler Yahudiler için saklanacak yer ayarladı. Bazen de halihazırda saklanmakta olan Yahudilere yardım etti (Hollanda'da Anne Frank ve ailesi). Fransa'da ise Protestan nüfusun yaşadığı Le Chambon-sur-Lignon adlı küçük köy, çoğunluğu Yahudilerden oluşan 3.000 ila 5.000 mülteciye ev sahipliği yaptı. Fransa, Belçika ve İtalya'da, ruhban olan ve olmayan Katolikler tarafından yönetilen yeraltı şebekeleri binlerce Yahudi'nin hayatını kurtardı. Böylesi yeraltı şebekeleri, saklanan ve İsviçre ve İspanya'ya kaçak olarak götürülen Yahudilerin yaşadığı Güney Fransa'da ve Almanların Eylül 1943'te İtalya'yı işgalinin ardından birçok Yahudi'nin saklandığı Kuzey İtalya'da aktif olarak faaliyet gösterdi.

Birçok kişi de Yahudileri kurtarmak için kendi nüfuzlarını kullandı. Almanların işgal ettiği Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de, İsveçli diplomat Raoul Wallanberg (kendisi aynı zamanda Amerikan Savaş Mültecileri Kürsüsü'nün de ajanıydı), İsviçreli Carl Lutz ve İtalya vatandaşı Giorgio Perlasca (İspanyol diplomat) 1944'te on binlerce Yahudi'ye tarafsız kuvvetlerin “himayesi” altında olduklarını gösteren belgeleri verdi. Söz konusu belgeler Yahudilerin Büyük Alman İmparatorluğu'na sürgün edilmesi de dahil olmak üzere, Macaristan hükümeti tarafından çıkarılan birçok Yahudi karşıtı önleme karşı belge sahiplerini koruyordu. Sudeten German partisinden, sanayici Oskar Schindler Almanlar tarafından işgal edilmiş Polonya'daki Krakow gettosunun dışında bulunan emaye fabrikasının başına geçti. Daha sonra bu fabrikada çalışan binden fazla Yahudiyi Auschwitz toplama kampına sürgün edilmekten kurtardı. Bulgar askerleri ve emniyet güçleri tarafından Bulgaristan işgali altındaki Trakya, Makedonya, Pirot'tan Treblinka'ya Mart 1943'te 11.000 Yahudi'nin sürgün edilmesi önemli siyasi, entelektüel ve dinî kişileri hayrete düşürdü ve utandırdı. Bu kişiler Bulgaristan'dan başka bir yere yapılacak bütün sürgünleri açıkça protesto ettiler. Bulgaristan kralı III. Boris'in seçtiği hükümetin kendi üyelerinin dahi katıldığı söz konusu protesto eylemi, hükümetin Almanların Yahudileri ülke dışına sürgün etme yönündeki taleplerine uyma kararını geri almayı hedefledi. Boris'in kararı sonucu, Bulgar yetkililer Bulgaristan topraklarından hiçbir Yahudiyi ülke dışına sürgün etmedi.

Londra yaşayan, sürgündeki Polonya hükümetinin elçisi Jan Karski gibi Yahudi olmayan kişiler ise komünist olmayan yeraltı eylemleriyle Nazilerin Yahudileri öldürme planlarını açığa çıkarmaya çalıştı. Karski Varşova gettosunda ve Izbika geçici gettosunda Yahudi liderle 1942 yazında görüştü. Karski Belzec ölüm merkezinde toplu cinayetlere ilişkin tutulan raporları Müttefik liderlere gönderdi. Söz konusu liderler arasında Karski'nin Temmuz 1943'te tanışacağı Başkan Franklin D. Roosevelt de vardı.

Amerikan kaynaklı grupların bazıları da kurtarma çabalarına katıldı. Quaker's American Friends Service Committee (Quaker Amerikan Dostlar Komitesi), the Unitarians (Unitaryenler) ve diğer gruplar savaş boyunca Fransa, Portekiz ve İspanya'daki Yahudi mülteciler için yardım faaliyetlerinde bulundu. Amerikan kaynaklı birçok örgüt (dinî, laik, Yahudi ya da Yahudi olmayan) Amerika Birleşik Devletleri'ne girmeyi sağlayan vizelerin alınması, kalacak yer bulunması ve bazen de 1934–1942 yılları arasında yaklaşık 1.000 Yahudi mülteci çocuğun ülkelerine geri gönderilmesi için işbirliği içinde çalıştı.

Binlerce kişinin ya da yalnızca bir kişinin hayatını kurtarmış olsalar da, Holokost sırasında Yahudilerin hayatını kurtaranlar çok zor şartlar altında dahi kendi seçimlerini ortaya koydu. Yine de, bu vicdanî ve cesur hareketler, yok edilmesi amaçlanan toplumun sadece küçük bir yüzdesini kurtarabildi.

Kaynaklar

Gibert, Martin. The Righteous: The Unsung Heroes of the Holocaust. Toronto: Key Porter, 2003.

Gutman, İsrail, editör. The Encyclopedia of the Righteous Among the Nations: Rescuers of Jews during the Holocaust. Kudüs: Yad Vashem, 2003.

Hallie, Philip P. Lest Innocent Blood be Shed: The Story of the Village of Le Chambon, and How Goodness Happened There. New York: Harper & Row, 1979.

Levine, Ellen. Darkness over Denmark: The Danish Resistance and the Rescue of the Jews. New York: Holiday House, 2000.

Paldiel, Mordecai. The Righteous Among the Nations. Kudüs: Yad Vashem, 2007.

Rittner, Carol, ve Sondra Myers, editörler. The Courage to Care: Rescuers of Jews During the Holocaust. New York: New York University Press, 1986.

Tec, Nechama. When Light Pierced the Darkness: Christian Rescue of Jews in Nazi-occupied Poland. New York: Oxford University Press, 1986.