Rozia, Orta Polonya'nın doğusundaki Starachowice'de yaşayan dindar bir Yahudi ailenin dokuz çocuğundan en büyük ikinci çocuğuydu. Küçük, tek katlı evleri ailenin hem evi, hem de terzi dükkânıydı. Terziliğin karşılığında çoğunlukla yakacak odun ya da bir çuval patates gibi mallar alıyorlardı. Rozia kadın kıyafetleri diken bir dükkânda çalışıyordu.
1933–39: Rozia, Varşova'nın yaklaşık 60 mil güneyinde bulunan büyük Radom kasabasından gelen Yahudi bir terzi ile evlendi. Evli çift, Starachowice'ye yerleşerek orada bir terzi dükkânı açtı. Rozia'nın iki küçük kızı, 1 Eylül 1939'da Almanya'nın Polonya'yı işgal etmesinden önce doğmuştu.
1940–45: 1942 yılının Ekim ayında sabah saat 4'te SS muhafızları, kasabanın Yahudilerini pazar yerine topladı. Muhafızlar zorla çalıştırılabilecek "sağlam vücutlu" yetişkinleri çocuk ve yaşlılardan ayırdılar. Rozia, iki küçük kızından ayrı düşmektense onlarla birlikte sıraya girmeyi tercih etti. Saat 10'da seçimler bitmişti. Rozia, kızları ve annesinin durduğu 4.500 kişilik Yahudi sırası demiryolu istasyonunda bekleyen sığır vagonlarına doğru ilerledi.
Tren, Treblinka imha kampına gönderildi ve Rozia, kızları ve annesi gaz odasında can verdi.
Başka OkumalarIta orta Polonya’nın doğusundaki Starachowice’te dindar bir Yahudi anne babanın dokuz çocuğundan en küçük ikinci çocuğuydu. Küçük, tek katlı evlerinde hem oturuyor, hem de terzi dükkânı işletiyorlardı. Terziliğin karşılığında çoğunlukla yakacak odun veya bir çuval patates gibi mallar alıyorlardı. Ita çoğu zaman ev işlerinde annesine yardım ediyordu.
1933–39: Ita'nın babası Haziran 1939’da, bir Cumartesi günü sinagogdan eve döndükten kısa bir süre sonra evde öldü. Dinlenmek için uzanmıştı. Aniden ağzından kan gelmeye başladı. Erkek kardeşi Chuna doktor getirmek için koştu. Ancak döndüğünde babaları çoktan ölmüştü. Onu kasabanın dışındaki Yahudi mezarlığına gömdüler. Ita'nın annesi ve büyük olan kardeşler terzi dükkânını işletmeye devam ettiler. O Eylül, Alman güçleri Starachowice’i işgal etti.
1940–45: Ekim 1942’de, SS muhafızları kasabanın Yahudilerini zorla pazar yerine topladılar. Yakınlardaki bir fabrikada zaten zorunlu işçi olarak çalışan Ita, Chuna ile birlikte "sağlam vücutlu" olanlarla beraber sıralanmıştı. Yakınlardaki zorunlu çalışma kampına yürütüldüler, Ita orada Polonyalı işçilere yemek dağıtma işine alındı. Kampı tifüs salgını vurduğunda Ita da hastalığa yakalandı. Çalışamaz hâle geldiğinden, hasta mahkûmlar için olan barakalara gönderildi. Chuna onu her gün ziyaret ediyor, çoğunlukla acı veren yatak yaralarını sarması için bez parçaları getiriyordu.
Hasta mahkûmlara ilaç ya da doktor sağlanmadığı için Ita üç ay sonra bu hastalığından öldü. Yakınlardaki bir taş ocağına gömüldü. Ita on yedi yaşındaydı.
Başka OkumalarChuna, ailesinin hem ikamet edip hem de bir terzi dükkânı işlettiği küçük, tek katlı bir evde dünyaya geldi. Dindar Yahudi bir ailenin dokuz çocuğundan en küçüğüydü. Ailenin terzi dükkânı, çoğunlukla Starachowice'in Katolik Polonyalılarına hizmet veriyordu. İş karşılığında çoğunlukla yakacak odun ya da bir çuval patates gibi mallar alıyorlardı.
1933–39: Haziran 1939'da babam beklenmedik bir şekilde öldü. Bir gün sinagogdan döndükten sonra vefat etti. Odayı karartmak için perdeyi çekmemi istedi. Çektim. Sonrasında ona baktığımda ağzından kan geliyordu. Anneme koştum. Annem beni doktor çağırmaya yolladı. Ancak döndüğümde çoktan ölmüştü. Onu kasabanın dışındaki Yahudi mezarlığına gömdük. O Eylül Almanlar, Starachowice’i işgal etti.
1940–45: 1942'de ailemin bir kısmıyla beraber mühimmat fabrikasında zorunlu çalışmaya gönderildiğimde 13 yaşındaydım. 1943'te bir gece kız kardeşim Faiga, bir kaçış olacağını söyledi. Kamp ışıkların sönmesinin ardından tel örgüdeki bir delikten geçmeye çalıştık. Ancak tel diğer esirlerle doldu. Sonra silah sesi duydum ve bir mermi kafama isabet etti. Kanlar içinde kampa geri koştum. Sonraki gün tel örgüdeki deliğe yürütüldük. Yaralı esirler hâlâ orada yatıyordu. Kız kardeşim de aralarındaydı. Ancak ölmüştü.
Chuna, Auschwitz'teki Buna-Monowitz çalışma kampına ve ardından Almanya'daki Flossenbürg kampına sürüldü. 17 yaşında özgürlüğüne kavuştu ve bir yıl sonra Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti.
Başka OkumalarSelma, Yahudi bir anne babanın dört çocuğunun en küçüğüydü. Selma 7 yaşındayken ailesiyle birlikte, anne babasının küçük bir otel işlettiği Zwolle kasabasına taşındı. Almanlar, 1940’ta Hollanda’yı işgâl edince otele el koydu. Aile, kasabanın fakir Yahudi kesiminde yaşamak zorunda kaldı. Selma saklanmaya çalıştı ancak ihanete uğradı ve Westerbork kampına gönderildi. Nisan 1943’te giysi tasnif bölümünde çalıştığı Sobibor’a sürüldü. Burada mahkûmlar yiyecek ve değerli eşyalar aşırıyor, Almanların kullanmaması için giysilere zarar veriyordu. Selma, bir mahkûm ayaklanması planlamasına yardımcı olan müstakbel kocası Chaim ile tanıştı. İsyan başlayınca kaçtılar ve bir samanlıkta saklanmak için giysilerden aldıkları bir miktar parayı kullandılar. Şiddetli Yahudi karşıtlığı nedeniyle savaştan sonra Polonya’dan ayrıldılar. Önce 1945’te Hollanda’ya, oradan 1951 yılında İsrail’e ve sonunda 1957’de Amerika Birleşik devletlerine gittiler.
Başka OkumalarAlmanlar Polonya'yı Eylül 1939'da işgal etti. Leo ve ailesi Lodz'daki gettoda tutuldu. Leo üniforma fabrikasında terzi olarak çalıştırılmaya zorlandı. Lodz gettosu 1944'te tasfiye edildi ve Leo Auschwitz'e gönderildi. Ardından zorunlu çalıştırılma için Gross-Rosen'e sevk edildi. Sovyet ordusu ilerken, esirler Avusturya'daki Ebense kampına götürüldü. Ebensee kampı 1945'te dağıtıldı.
Başka OkumalarWe would like to thank Crown Family Philanthropies and the Abe and Ida Cooper Foundation for supporting the ongoing work to create content and resources for the Holocaust Encyclopedia. View the list of all donors.