Pek çok Yahudi gibi Lewent ailesi de, Varşova gettosunda hapsedildi. 1942’de küçücük bir alanda saklanırken Almanlar, bir baskında annesini ve kız kardeşlerini tutukladı. Öldürüldüler. Abraham da yakınlardaki bir zorunlu çalışma kampına götürüldü. Ancak gettodaki babasına dönmek için buradan kaçtı. 1943’te babasıyla birlikte Majdanek’e sürgün edildiler. Babası, burada hayatını kaybetti. Abraham, daha sonra Skarzysko, Buchenwald, Schlieben, Bisingen ve Dachau’ya gönderildi. Almanlar esirleri tahliye ederken Amerikan kuvvetleri, Abraham’ı serbest bıraktı.
Majdanek’e Temmuz’da... Galiba Ağustos 1943’te gittik. Bir çukurda durmuş, kazıyorduk. Babam da yanımda duruyordu. Oradan geçen bir Polonyalı, yerden bir taş alıp babama fırlattı. O da bir mahkumdu. Taş bacağına geldi. Ne olduğunu bilmiyorum, bacağını falan kırdı galiba. Yürüyemedi. Geceleyin barakalara gittiğimizde yürüyemiyordu. Omzuma tutunmak zorunda kaldı, bu şekilde. Onu sürükledik. Ben ve bir arkadaş, onu barakaya kadar sürükledik. Yerde yatıyordu. Ayağı kocaman şişmişti. Birdenbire şişmişti. Biri sıhhiyeci ya da doktor çağırmamız gerektiğini söyledi. Orada ‘Sanitaer’ diyorlardı. Biri hastalandığında neler olacağının farkında değildim. Farkına varamamıştım. Biri hastalanınca, böyle bir şey olursa şu sıhhiyeci gelir diye düşündüm. Kızıl haç takıyordu. O geldi. Babamı aldı. Ona “Revier’e gitmen gerek” dedi. ‘Revier’, hastane demek. Ve onu götürdü. Yarın geri getireceğini söyledi. Babamı bir daha görmedim. Hiçbir neden yokken. Yeden taş alıp birine fırlar. Orada duruyordu sadece. Taş bana da gelebilirdi ama ona geldi.
We would like to thank Crown Family Philanthropies, Abe and Ida Cooper Foundation, the Claims Conference, EVZ, and BMF for supporting the ongoing work to create content and resources for the Holocaust Encyclopedia. View the list of donor acknowledgement.