Arthur Karl Heinz Oertelt

Sıkça hitap edildiği ismiyle Heinz, Almanya'nın başkentinde Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. O ve ağabeyi Kurt, hem din okuluna hem de devlet okuluna gidiyordu. Babasını küçük yaşta kaybetmişti. Kadın terzisi olan annesi, ailesini geçindirmekte zorlanıyordu. Oğullarıyla beraber Hıristiyanların çoğunlukta olduğu bir mahallede oturuyordu.

1933–39: Nazi fırtına birliklerinin söylediği ve içinde bıçaklarından damlayan Yahudi kanı geçen şarkıyı duyduğumda çok korkmuştum. Ama Berlin'den kaçacak paramız yoktu. 1939 yılının sonlarında diğer Yahudilerle beraber zorla Alman inşaat şirketleri için çalıştırılıyorduk. Çoğumuz, fiziksel işlere alışık olmayan uzmanlar ve işadamlarıydı. Kürekle toprak kazıp ellerimizle taş taşıyorduk. Bizi görenler hâlimize gülüyordu. Öğretmenler, Yahudilerin neye benzediklerini göstermek için öğrencilerini getirmişlerdi.

1940–44: Mart 1943'te annem, Kurt ve ben, Theresienstadt'a sürüldük. Çok geçmeden her yanımızı bit, pire ve tahtakurusu sarmıştı. Yiyecek bulmak bir takıntı hâlini almıştı. Çorbamız büyük bir varilden dağıtılıyordu ama dağıtan adamlar çorbayı karıştırma zahmetine girmediğinden yemek parçaları dipte kalıyordu. Zamanlamayı iyi ayarlamam gerekiyordu. Sıranın başında olursam sulu kısmı gelirdi. Çok geride kalırsam da bana bir şey kalmayabilir ya da yeni gelen varilin en üstündeki sulu kısım gelebilirdi.

Heinz, Nisan 1945'te Flossenbürg yakınlarında nihayet kurtarıldı ve 1949 yılında Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti. Ağabeyi Kurt da savaştan sağ çıkmayı başarmıştı ama anneleri Auschwitz'ten sağ kurtulamadı.