Holokost, altı milyon Yahudi'nin ve başka milyonlarca insanın II. Dünya Savaşı sırasında Naziler ve işbirlikçilerince katledilmesi için kullanılan terimdir. Katliamlar Haziran 1941'de, Almanya'nın Sovyetler Birliği'ni işgali sırasında Yahudi sivillerin vurulmasıyla başladı. 1941 yılının sonunda Almanlar, Yahudileri işgal altındaki Polonya'da bulunan ölüm merkezlerine sürmeye başladı. Mayıs 1945'te, Avrupa'daki her üç Yahudi'den ikisi öldürülmüştü.
Başka OkumalarOcak 1945'te, Üçüncü Reich (İmparatorluk) askerî bir yenilginin eşiğindeydi. Müttefik Kuvvetler Nazi kamplarına yaklaştığında, SS yönetimi toplama kampında kalanları ölüm yürüyüşüne çıkardı. Kısmen amaçları toplama kamplarındaki çok sayıda esirin Müttefikler’in ellerine geçmesini önlemekti. “Ölüm yürüyüşü” terimi, muhtemelen kamplardaki esirler tarafından bulundu. Kamplardaki esirlerin sert gözetim ve zor koşullar altında uzun mesafeleri zorla yürütülmesi anlamına gelmekteydi. Ölüm yürüyüşleri sırasında, SS subaylara esirlere kötü muamele etti ve birçoğunu öldürdü. En büyük ölüm yürüyüşleri Auschwitz ve Stutthof'tan başlatıldı.
Başka OkumalarNazi kamp sistemi, II. Dünya Savaşı'nın Eylül 1939'da başlamasının ardından, zorunlu çalıştırma savaş mühimmatlarının üretimi açısından çok önemli bir hâle geldiği için çabucak genişledi ve yayıldı. Almanya savaş ekonomisinde iş gücü eksikliği 1942–1943 yılında Almanya'nın Stalingrad savaşında yenilmesinin ardından kritik bir önem taşımaya başladı. Bu da Alman savaş endüstrisinde toplama kampındaki esirlerin zorunlu çalıştırılması oranının artmasına yol açtı. Özellikle 1943–1944'te, endüstri fabrikalarının içinde ya da yakınında yüzlerce yan kamp kuruldu. Yan kamplar ana kamplara bağlı olan ve gerekli esir sayısının ana kamplara temin eden daha küçük kamplardı. Polonya'daki Auschwitz, Orta Almanya'daki Buchenwald, Doğu Almanya'daki Gross-Rosen, Doğu Fransa'daki Natzweiler-Struthof, Berlin yakınındaki Ravensbrueck ve Baltık kıyısında Danzig yakınındaki Stutthof yan kamp ağının yönetildiği merkezler olarak kullanıldı.
Başka OkumalarOcak 1942'de Berlin'de düzenlenen Wannsee Konferansı'nda SS (Nazi Devleti'nin seçkin koruyucuları) ve Alman hükümetinin bakanları “Nihai Çözüm”, yani Nazilerin Avrupalı Yahudileri öldürme planının 11 milyon Avrupalı Yahudi'yi kapsayacağına, buna işgal edilmemiş İrlanda, İsveç, Türkiye ve İngiltere'deki Yahudilerin de dahil olacağına karar verdiler. Almanya ve Almanya'nın işgal ettiği Avrupa'daki Yahudiler, tren yoluyla işgal edilmiş Polonya'daki ölüm kamplarına götürülerek öldürüldüler. Almanlar niyetlerini gizleyerek, sürgünlerden "doğuda yeniden yerleşim planı" olarak bahsettiler. Kurbanlara çalışma kamplarına götürülecekleri söylendi. Ancak 1942'den başlayarak birçok Yahudi için sürgün demek, ölüm merkezlerine ve ölüme transit geçiş yapmak demekti.
Başka Okumalarİmha kampları soykırımın gerçekleştirilmesi için tasarlanmış ölüm merkezleriydi. 1941–1945 arasında, Naziler eski Polonya sınırında 6 adet imha kampı kurdu: Chelmno, Belzec, Sobibor, Treblinka, Auschwitz-Birkenau (Auschwitz kompleksinin bir parçası olarak) ve Majdanek. Chelmno ve Auschwitz 1939'da Almanya topraklarına katılan bölgelerde kuruldu. Diğer kamplarsa (Belzec, Sobibor, Treblinka ve Majdanek) Polonya Generalgouvernement (Merkezî Hükümeti) bünyesinde oluşturuldu. Auschwitz ve Majdanek ölüm merkezleri olmanın yanı sıra, toplama ve zorunlu çalıştırma kampı olarak da kullanıldı. İmha kamplarındaki kurbanların ezici çoğunluğu Yahudilerden oluşuyordu. 3,5 milyon Yahudi'nin “Nihai Çözüm”ün bir parçası olarak öldürüldüğü tahmin edilmektedir. Diğer kurbanlar ise Romanlar (Çingeneler) ve Sovyet savaş esirleriydi.
Başka OkumalarAlmanya işgali altındaki Avrupa'da, Almanlar kendi egemenliklerine karşı gelenleri ve ırksal anlamda aşağı ya da siyasî açıdan kabul edilemez olduğuna kanaat getirdikleri kişileri tutukladılar. Alman hakimiyetine karşı geldikleri için tutuklanan kişilerin çoğu zorunlu çalıştırma ya da toplama kamplarına gönderildi. Almanlar işgal altındaki Avrupa'nın her yerinden Yahudileri Polonya'daki imha kamplarına gönderildi. Bu kamplarda Yahudiler sistemli bir şekilde öldürüldü. Toplama kamplarına sevk edildi ve zorunlu çalıştırılmak üzere kullanıldı. Batı Avrupa'daki Westerbork, Gurs, Mechelen ve Drancy gibi geçici kamplar ve İtalya'daki Bolzano, Fossoli di Carpi toplama kampları tren yoluyla imha kamplarına gönderilecek Yahudilerin tutulduğu toplama merkezleri olarak kullanıldı. SS raporlarına göre, Ocak 1945'te toplama kamplarında kayıtlı 700.000 kayıtlı tutuklu vardı.
Başka OkumalarII. Dünya Savaşı sırasında özellikle Doğu Avrupa (1939–1942 yılları arasında) ve Macaristan'da (1944'te) Almanlar tarafından gettolar kuruldu. Bu gettolar Almanların Yahudi nüfusunu korkunç koşullarda yaşamak zorunda bıraktıkları şehrin dış bölgelerinde kapalı alanlardı. Almanlar gettoların kurulmasını Yahudileri olarak kontrol etmek, tecrit etmek ve tutuklamak için geçici bir önlem olarak değerlendirdi. 1942'den itibaren Yahudileri öldürme kararı almalarının ardından, Almanlar Yahudileri öldürülecekleri toplama kamplarına göndererek gettoları sistematik bir şekilde ortadan kaldırdı.
Başka OkumalarRomanlar (Çingeneler), Nazi rejimi tarafından ırksal nedenlerden ötürü zulüm edilen gruplar arasındaydı. Romanlar tutuklama, sürgün ve zorunlu çalıştırmaya maruz bırakıldı. Ölüm kamplarına gönderildi. Einsatzgruppen (Mobilize Katliam Birlikleri) de Almanya tarafından işgal edilmiş doğu topraklarında on binlerce Romanı öldürdü. Romanların kaderi de Yahudilerinkine çok benziyordu. Holokost sırasında öldürülen Roman sayısını belirlemek zordur. Savaştan önce Avrupa'da yaşayan bir milyon Romandan 200.000 ila 500.000'inin hayatlarını kaybettiği tahmin edilmektedir.
Başka OkumalarNazilerin kullandığı şekliyle, “ötenazi” sözcüğü Nazilerin sözde genetik hastalıklar ya da doğuştan gelen rahatsızlıkları nedeniyle “yaşamaya değer” bulmadığı Almanların sistematik olarak öldürülmesini ifade eder. 1939 sonbaharından başlayarak, Bernburg, Brandenburg, Grafeneck, Hadamar, Hartheim ve Sonnenstein'ta gaz odası tesisleri kuruldu. Hastalar doktorlar tarafından seçilerek, kliniklerden merkezden yönetilen gaz odası tesislerine götürüldü ve öldürüldü. Merkezden yönetilen ölümlere bir son verilmesi yönündeki kamuoyu baskısından sonra doktorlar, “ötenazi” için seçilen hastaları Almanya'daki klinik ve hastanelerde ölümcül iğne kullanarak öldürdü. Bu sayede “ötenazi” programı savaşın sonuna dek yayılarak devam etti.
Başka OkumalarAlmanya'daki ilk toplama kampı, Hitler'in Ocak 1933'te şansölye seçilmesinden kısa süre sonra kuruldu. Fırtına Birlikleri (Storm Troopers—SA) ve emniyet güçleri, rejime karşı olduğu iddia edilerek tutuklanan kitlelerle başa çıkmak için toplama kamplarını açtı. Kamplar Almanya'nın her yerinde yerel düzeyde kuruldu. Başlangıçta kurulan bu kampların çoğu kademeli olarak dağıtıldı ve yerlerini ise yalnızca SS'ye (Schutzstaffel, Nazi Devleti'nin seçkin koruyucuları) ait yargı yetkisi dahilinde merkezden yönetilen düzenli toplama kampları aldı. 1939'a kadar yedi büyük toplama kampı kuruldu. Dachau'ya ek olarak Berlin'in kuzeyindeki Sachsenhausen (1936) kampı, Weimar yakınlarındaki Buchenwald (1937), Hamburg yakınlarındaki Neuengamme (1938), Flossenbuerg (1938), Mauthausen (1938) ve Ravensbrueck (1939).
Başka OkumalarAvrupa demiryolu ağı, “Nihai Çözüm”ün uygulanmasında çok önemli bir rol oynadı. Almanya ve Almanya'nın işgal ettiği Avrupa'daki Yahudiler tren yoluyla işgal edilmiş Polonya'daki toplama kamplarına götürülerek öldürüldüler. Almanlar niyetlerini gizleyerek, sürgünlerden "doğuda yeniden yerleşim planı" olarak bahsettiler. Kurbanlara çalışma kamplarına götürülecekleri söylendi. Ancak 1942'den başlayarak birçok Yahudi için sürgün demek, ölüm merkezlerine ve ölüme transit geçiş yapmak demekti. Böylesi büyük çaplı sürgünler Reich (İmparatorluk) Güvenlik Karargahı (RSHA), Ulaştırma ve Dışişleri Bakanlığı gibi birçok hükümete bağlı bakanlığın işbirliği yapmasını gerektirdi. RSHA sürgünleri düzenledi ve yönetti. Ulaştırma Bakanlığı tren saatlerini ayarladı. Dışişleri Bakanlığı kendi ülkelerindeki Yahudileri göndermeleri için Almanya'yla müttefik olan ülkelerle müzakerelerde bulundu.
Başka OkumalarYahudiler iki bin yıldan fazla bir zamandır Avrupa'da yaşamıştır. 1933'te American Jewish Yearbook (Amerikan Yahudileri Yıllığı) Avrupa'daki Yahudi nüfusunu 9,5 milyon olarak tahmin etmişti. Bu rakam dünya genelinde toplam 15,3 milyon olduğu düşünülen Yahudi nüfusunun yüzde 60'ı demekti. 5,5 milyonu Polonya ve Sovyetler Birliği'nde olmak üzere, Yahudilerin çoğu doğu Avrupa'da yaşıyordu. Naziler 1933'te iktidara gelmeden önce, Avrupa'da dinamik ve gelişmiş bir Yahudi kültürü vardı. 10 yıldan biraz fazla bir süre zarfında Avrupa'nın çoğu işgal edildi ve Nazi topraklarına katıldı ve Avrupalı Yahudilerin üçte ikisi öldürüldü.
Başka Okumalar
We would like to thank Crown Family Philanthropies, Abe and Ida Cooper Foundation, the Claims Conference, EVZ, and BMF for supporting the ongoing work to create content and resources for the Holocaust Encyclopedia. View the list of donor acknowledgement.