Helene Waldhorn

Anneannesinin Çekoslovakya’nın doğu ucunda bulunan bir köydeki evinde doğan Helene, dindar bir Yahudi ailenin en büyük çocuğuydu. Babası, Avusturya-Macaristan ordusunda subaydı ve I. Dünya Savaşı sırasında Yasinya’da annesiyle tanışıp evlenmişti. Helene küçük bir çocukken ailesi Paris’e taşındı ve yuvalarını orada kurdular.

1933–39: Ailemin Paris’e taşınmasına memnunum. Burada hayat, Yasinya’dakine göre daha rahat ve heyecan verici. Annemin Fransızcası bozuktu ama küçük kız ve erkek kardeşlerimle ben, burada büyüdüğümüz için Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşuyorduk. Lisede Almanca da öğrendik. Fransız tarihi dersleri, bende Fransızların, Hitler’in kendilerini sindirmesine izin vermeyeceği izlenimi oluşturmuştu ve bu sayede Naziler’den korunacaktık.

1940–44: Ravensbrück kadın toplama kampına sürüldüm. Almanya 1940’ta Fransa’yı yenince Yahudi kimliğimi sahte evraklarla gizleyerek 1942’de yapılan sürgünlerden kaçmayı başardım. Yeni kimliğim ve lisede öğrendiğim Almancayla, Alencon kasabasında konuşlanmış Alman birliğinde bir ofis işi buldum. Aynı zamanda Fransız direnişiyle de işbirliği yapmaya başlamıştım ama 1944’te bu yüzden bir muhbir tarafından ihbar edildim. Artık siyasi bir mahkumum. Almanlar Yahudi olduğumu hâlâ bilmiyor.

Helene, Sovyet birlikleri Nisan 1945’te Ravensbrück’e girince kurtuldu. Savaştan sonra Paris’e geri döndü.