Beno, gençken yabancı dil yeteneğini kullanarak filmlerde küçük roller aldı. Ailesiyle birlikte Lodz gettosuna sürüldü. Artık her gün yiyecek bulabilmek için mücadele veriyorlardı. Beno yeraltı örgütünde trenleri raydan çıkarma konusunda uzman oldu. Aile Auschwitz’e sürüldü ve parçalandı. Beno ve savaştan sonra bulduğu bir kız kardeşi haricinde hepsi öldü. Beno çeşitli kamplardan sağ kurtuldu ve daha sonra savaş suçlularının bulunmasına yardım etti.
Gittiğiniz her yerde ölen bedenler görüyordunuz. İlkinde, ikincisinde, üçüncüsünde, dördüncüsünde insan
şok oluyor.
Ama sonra... sonra... giderek... bayağı alışıyor.
Gayet doğal bir şey hâline geliyor. Yani bir beden görüveriyorsunuz,
sonra kendinizi tamamen ondan soyutluyorsunuz.
Tamamen... tamamen başkası hâline geliyor. Sizinle
hiçbir...hiçbir şekilde...alakası olmayan. Pislik anlatılacak gibi değildi. Pislik. Her şey
pisti. Yaşadığımız binanın içi bile pisti. Yani,
kış zamanı. Yani tuvalet...buz...buz gibiydi.
Tamamen buzdu. Her yerde dışkı ve sidik vardı. Her yerden...her yerden
taşıyordu. Bazen de zorunlu işçi olarak
çalışmaya götürürlerdi bizi. Yani bir seferinde bizi...bizi
bir eve götürdüler. Almanlar geldi ve herkesi sıraya dizdi.
Ama herkesi. Sonra da...hani yarım
daire gibiydik. Bir yarım daire içinde duruyorduk. Çocuklu bir kadın da vardı
orada. Ve...[iç çekiyor] "Kimin bu
çocuk?" diye sordular. Çocuğun annesi olan kadın, çocuğun
ona ait olmadığını söyledi. Asker çocuğu bacaklarından tuttu ve duvara
fırlattı. Çocuğu öldürdü. Anneye
baktım. Başka birinin çocuğu gibiydi. Sanki onun çocuğu değildi. Çocuğunu
tamamıyla duygularından silmişti. Bu çocuğu
tamamen silmişti hayatından. Yaşamda en önemli...daha da önemli şeyin insanın kendisinin
hayatta kalması olduğunu anladım o anda. Hatta...hatta
kendi çocuğunun hayatta kalmasından bile daha önemli.
We would like to thank Crown Family Philanthropies and the Abe and Ida Cooper Foundation for supporting the ongoing work to create content and resources for the Holocaust Encyclopedia. View the list of all donors.