Ben Romanya, Transilvanya'daki Karpat Dağları'ndaki küçük bir köyde dünyaya geldi. Bebekken ailesi Amerika Birleşik Devletleri'ne taşındı. Ben, Harvard Üniversite'sinde ceza hukuku okudu. Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1943'te mezun oldu. Müttefikler’in Batı Avrupa'yı işgaline hazırlık esnasında Amerikan uçaksavar topçu taburuna katıldı. Avrupa'da II. Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle Ben, Amerika Birleşik Devletleri Ordusu'nun Savaş Suçları Araştırma Birimi’ne atandı. İsnat edilen Nazi savaş suçlarını tutuklamak ve buna karşı kanıt toplamakla görevlendirildi. Nuremberg Mahkemeleri'nde görülen Einsatzgruppen Davası'nda Amerikan Başsavcısı oldu.
Normalde buralara kadar gelip, halk tarafından öldürülen Amerikan havacıları, paraşütçülerinin hakkında bir ön rapor hazırlanırdı. Biz de bu gibi raporları savaş suçları biriminde istihbarat görevlisinden ya da muhbirlerden alırdık. Ben araca atlar, söz konusu bölgeye giderdim ve genelde yalnız olurdum ya da aracımın şoförü olurdu ve bölgeye gider, vali ya da polis müdürü yetkili kim varsa "Burada savaş suçu işlendiğine dair elimizde bir rapor var. Bununla ilgili malumatınız var mı?" diye sorardım. Tabi ki verdikleri yanıt “Hiçbir şey bilmiyorum” olurdu. “Buraya oturun, yemininizi yazın ve bildiğiniz her şeyi anlatın, yoksa sizi vururuz, çevredeki herkesi tutuklamanızı istiyorum, onların da yazılı ifadelerini alacağız. Bunu onlara anlatın...” derdim. Almanca konuşan birini bulursam, Almanca konuşmaya çalışırdım, en azından işin görülmesi için yetecek kadar Almanca ve Yidce karışımı bir şeyler söylerdim. Hiçbir zaman okulda Almanca öğrenmesem de, bir zaman sonra duyarak Almanca konuşabilir olmuştum. “İngilizce ve Almanca bilen birilerini getirin. Siz çevirmensiniz” derdim. “Bu söylediklerimi insanlara anlatın”. Gidip 50 ya da 75 kişiyi tutuklayıp dönerlerdi. “Herkese oturmasını ve tam olarak neler olduğunu yazmalarını söyleyin” derdim. “Yalan söyleyen herkes vurulacaktır”. Dikkatlerini toplayıp, titreyerek oturur ve yazmaya başlarlardı. Hepsini ayrı ayrı yerlerde tutardım. Daha sonra ifadelerini toplar ve “Şimdi yazdıklarınızı okuyun” derdim. Herkes yazdığını okurdu ve 75 kişiden 40'ının aynı şeylerden bahsettiğini anlardım. Diğerleri ise “Ben yoktum”, “Hiçbir zaman böyle bir şey olduğunu duymadım”, “O sırada inekleri sağıyordum” falan derdi. Ama elimdeki 40 ifadeyle ne olduğunu bilirdim. Ben de bunun üzerine, “Şu tarihte, Müttefiklerin şu uçağı vuruldu, iki Amerikan askeri tutuklandı, şehrin ortasına getirildi, halk tarafından dövüldü ya da Gestapo'nun karargahlarına götürüldü; başka şeyler de olmuş olabilir” yazardım. Sonra da Gestapo karargahına giderdim. Tabi herkes kaçmış olurdu ama kayıtları ve sorumlu kişiyi bulurdum. Sonra cesetleri bulmaya çalışır ve mezarları kazdırırdım. Bazen de kendim kazardım mezarları, bazen mezarların kaydedilmesini sağlar ve ekibim tarafından gönderilmelerini sağlardım. Bazense Almanları durdurup kazmalarını söylerdim. Cesetleri çıkarır, askerlerimden Signal Corps'tan fotoğraf makinesini isterdim. Cesetlerin fotoğraflarını çeker, onları yıkar, kimliklerini tespit etmeye çalışır ve bir rapor hazırlayarak, bütün birimlere şu şu kişileri yakalamaları emrini verirdim. Savaş suçluları yakalanana ve kimlik tespitleri yapılana kadar, getirilen kişileri savaş suçları mahkemesine çıkarmak üzere gözaltına alırdım. İşte, tek başıma yapabileceğim bir soruşturmaydı bu.
We would like to thank Crown Family Philanthropies, Abe and Ida Cooper Foundation, the Claims Conference, EVZ, and BMF for supporting the ongoing work to create content and resources for the Holocaust Encyclopedia. View the list of donor acknowledgement.