Hitler, Almanya şansölyesi olduktan sonra, kabinesini olağanüstü hâl ilan etmeye ve birçok bireysel özgürlüğü kaldırmaya ikna etmiştir. Burada, polis bir araçta silah araması yapıyor. Berlin, Almanya, 27 Şubat 1933.
Edward, Yahudi bir ailenin çocuğu olarak Hamburg’da dünyaya geldi. 1935’te Nürnberg Yasaları, Yahudi olan ve olmayan Almanlar arasında evlenmeyi ve cinsel ilişkiye girmeyi yasakladı. O zamanlar Edward yirmili yaşların ortalarındaydı. Yahudi olmayan bir kadınla arkadaşlık ettiği için tutuklandı. Mükerrer suçlu olarak sınıflandırıldığı için daha sonra Berlin yakınlarındaki Sachsenhausen toplama kampına gönderildi. İnşaat projelerinde ağır işçi olarak çalıştırıldı. Tutuklanmasından kısa bir süre önce evlendi ve eşi Almanya’dan başka bir yere göç etmeleri için gerekli işlemleri yaptı. Eylül 1938’de gözaltından salıverilen Edward Almanya’dan ayrıldı. Hollanda’nın Amsterdam şehrindeki akrabalarıyla yaşadı. Ardından Amerika Birleşik Devletleri’ne göç etti.
Hans, Almanya’nın kuzey batısındaki bir kasabada Yahudi bir ailede doğdu. Hans'ın babası Berlin’de bir orta dereceli okula tarih öğretmeni olarak atanınca aile buraya taşındı. Hans üniversiteden mezun olduktan sonra evlendi ve karısı Margaret ile birlikte Berlin’de bir daireye taşındı. 1920’de çocukları Wolfgang doğdu. Hans bir tuhafiye şirketinin dış temsilcisi olarak çalışıyordu.
1933–39: Naziler birkaç hafta önce seçimleri kazandığında benim gibi sosyalist partinin etkin üyesi olan insanlar için korkmaya başladım. Ve haklı çıktım. Hemen birisi kapımızın altından şu uyarı notunu atmıştı: Naziler sosyalistleri topluyordu. Sosyal Demokrat Parti’nin yerel bölge amiri olarak ben de onların listesindeyim. Alelacele ayrılıp başka bir semtte, sahte bir adla başka bir kiracıdan oda kiralamaya çalışacağız.
1940–44: Almanya’dan kaçalı neredeyse 10 yıl oldu. İkinci eşim Lucie ile Paris’te yaşıyorduk. Ancak iş ortağımla aramda anlaşmazlık çıkınca buraya Nice şehrine taşınmaya karar verdik. Şehir, Fransa’daki Yahudiler için bir sığınak gibi. Çünkü bu bölgeyi işgal eden İtalyanlar, bizi kendi hâlimize bırakıyor. Lucie ile birlikte ödünç kitap veren bir kütüphane işletiyoruz. Bazen İspanya’ya, oradan da Amerika Birleşik Devletleri’ne gitmeyi düşünsek bile yine de Fransa’da kendimizi güvende hissediyoruz.
Eylül 1943’te Alman birlikleri Nice’i işgal etti. Altı ay sonra, Hans ve Lucie Paris dışındaki Drancy üzerinden Auschwitz’e sürüldü ve vardıklarında gaz verilerek öldürüldü.
Heinz, Alman üniversite şehri Göttingen’de bir Yahudi ailesinin üç çocuğundan en küçüğüydü. Babasının, Heinz'ın büyükbabası tarafından kurulduktan sonra ailede kalmış olan bir keten fabrikası vardı. Göttingen’in Yahudi nüfusu azdı ve tek bir sinagog vardı. Heinz şehirdeki devlet okuluna gidiyordu.
1933–39: 1933’te Naziler Almanya’da iktidara geldi. Bir yıl sonra fabrikamız elimizden alındı. Üç SA evimize geldi. Subaylardan biri silahını masaya koyarak sakin bir şekilde babama, "Bir hafta içinde burayı terk etmezseniz, sizi ve eşyalarınızı pencereden aşağı atarız" dedi. Bir ay içinde Hamburg’a taşındık. Nazi kararnameleri yüzünden okula gidemiyordum. Bu yüzden birkaç işte çalışıyordum. Ayrıca Naziler tarafından zorunlu işçi olarak da alındım.
1940–44: 1941’de ailemle birlikte, Yahudi olduğumuz için devlet düşmanı olarak sürüldüğümüzü belirten bir belge imzalamak zorunda bırakıldık. Doğuda çalışacağımız söylendi. Çoğumuz bunun çok da kötü olmadığını ve yakında eve döneceğimizi düşünüyorduk. Bir trene bindirildik ve dört gün sonra Sovyetler Birliği’ndeki Minsk’e vardık. Trenden inerken, muhafızların Sovyet savaş esirleriyle dolu açık sığır vagonlarına ekmek somunları attığını gördüm. Aç insanlar ekmek için birbiriyle mücadele ederken, Alman muhafızlar onlara ateş etti. O zaman, asla geri dönmeyeceğimizi anladım.
Heinz 1943’e kadar Minsk gettosunda kaldı. Sonraki iki yıl içinde 11 Nazi kampına gönderildi. Minsk gettosundaki on binlerce kişi arasında hayatta kalan az sayıda insandan biriydi.
Anna, ailesi tarafından sevgiyle Aennchen olarak anılırdı. Dindar olmayan Alman-Yahudi ebeveynlerin kızıydı. Babası, küçükken vefat etti. Anna, Bruchsal kasabasında yoksul annesi tarafından yetiştirildi. 1905'te Anna kendinden yaşça büyük, varlıklı bir beyefendiyle evlendi. Eşinin şube müdürü olarak çalıştığı, sosyetik Düsseldorf şehrine taşındı. 1933'te iki yetişkin oğulları vardı.
1933–39: Pfeffer ailesinin konforlu yaşantısı, Naziler başa geçince bozuldu. Naziler, Anna'nın erkek kardeşini tutuklayıp daha sonra onu öldürüleceği toplama kampına sürdüler. Anna'nın Hollandalı bir kadınla evli olan en büyük oğlu, Hollanda'ya göç etti. 1938'in Kasım ayında gerçekleşen kıyımdan sonra eşi işini kaybetti ve Pfeffer ailesi de Hollanda'ya göç etti. Hollanda'da en büyük oğulları ve gelinleriyle buluştular.
1940–44: Anna'nın eşi vefat etti. Anna zamanını Amsterdam'da torunlarıyla geçiriyordu. Mayıs 1940’ta Almanlar, Hollanda’yı işgal etti. Yahudilerin kendilerini kaydettirmeleri emredildi ve hakları kısıtlandı. Diğer Yahudiler gibi Anna da tüm varlılarını kaybetti. Bir yıl Yahudi olduğunu belirten sarı bir rozet taktıktan sonra ailesinden koparılıp Westerbork Yahudi aktarım kampına alındı. Dört ay sonra Çekoslovakya'daki Theresienstadt gettosuna sürüldü.
9 Ekim 1944'te Anna, Theresienstadt'tan iki gün sonra gazla öldürüleceği Auschwitz'e sürüldü. 58 yaşındaydı.
Adolf Hitler Ocak 1933’te Almanya şansölyesi olduktan sonra, Almanya’yı tek parti diktatörlüğüne dönüştürmede ve Nazi politikalarını uygulatmak için gereken polis gücünü organize etmede hızlı davrandı. Kabinesini olağanüstü hâl ilan etmeye ikna ederek, basın, konuşma ve toplanma özgürlükleri de dâhil, bireysel özgürlükleri kaldırdı. Kişiler dokunulmazlık haklarını kaybettiler. Bu da yetkililerin kişilerin mektuplarını okuyabilmesi, telefon konuşmalarını dinleyebilmesi ve herhangi bir yetki belgesi olmadan şahısların evlerinde arama yapabilmesi anlamına geliyordu.
Hitler hedeflerine ulaşmak için terörden de yararlanıyordu. Verilen maaşların, birlik ruhunun ve göz alıcı üniformaların cazibesine kapılan on binlerce işsiz genç adam Nazi Fırtına Birlikleri’nin (Sturmabteilungen)kahverengi gömleklerini ve uzun deri çizmelerini üzerine geçirdi. SA olarak adlandırılan bu yardımcı polisler sokaklara çıkarak, bazı Nazi rejimi muhaliflerini dövmeye ve öldürmeye başladı. Salt SA korkusu, Nazileri desteklemeyen diğer Almanları da sessiz kalmaya zorladı.
Önemli Tarihler
31 MART 1933 ALMAN EYALETLERİNİN YÖNETİMİNE NAZİ VALİLER ATANDI Adolf Hitler eyalet hükümetlerindeki seçilmiş yetkililerin yerine Nazileri atadı. Almanya’da merkezi Nazi kontrolünü oluşturmanın ilk adımlardan biri, eyalet hükümetlerini ortadan kaldırmaktı. Önde gelen bir Nazi olan Hermann Göring, en büyük Alman eyaleti Prusya’nın eyalet başbakanı oldu. 1935 itibariyle, eyalet yönetimleri Berlin’deki merkezi hükümete aktarılmıştı.
2 MAYIS 1933 NAZİLER SENDİKALARIN KONTROLÜNÜ ELE GEÇİRDİ Fırtına Birlikleri (SA) ve polis sendika ofislerini işgal etti. Sendika yetkilileri ve eylemciler terörle sindirildi. Sendikaların kayıtlarına ve varlıklarına el kondu. Sendikalar, bir Nazi örgütü olan Alman İşçi Cephesi’yle zorla birleştirildi. Böylece bağımsız işçi temsilciliği ortadan kalktı.
14 TEMMUZ 1933 NAZİ PARTİSİ DEVLET PARTİSİ OLDU Nazi partisi dışındaki tüm siyasi partiler feshedildi. Nazi partisi Almanya’nın izin verilen tek siyasi partisi hâline geldi ve bu durum, Almanya’nın 1945’teki askerî yenilgisine kadar devam etti. Böylelikle Almanya tek parti diktatörlüğüne dönüştü. Parti üyelerinin sayısı 1935’te 2,5 milyona ve sonunda 1945’te 8,5 milyona çıktı.
20 TEMMUZ 1933 ADOLF HİTLER KATOLİK KİLİSESİ İLE KONKORDATO (ANLAŞMA) İMZALADI Alman hükümeti ile Vatikan (Roma Katolik kilisesinin en yüksek otoritesi) arasında yapılan anlaşma ile Katoliklere kendi dinî uygulamaları için özgürlük garantisi verildi. Ancak Katolik siyasi örgütler ve Katolik sendikalar dağıtılacaktı. Vatikan (egemen devlet statüsüne sahipti), Adolf Hitler hükümetinin meşruluğunu resmî olarak kabul eden ilk devlet oldu. Anlaşmaya rağmen, Naziler Katoliklerin dinî ve kültürel örgütlerine, rahiplerine ve okullarına baskı yapmaya devam etti.
We would like to thank Crown Family Philanthropies, Abe and Ida Cooper Foundation, the Claims Conference, EVZ, and BMF for supporting the ongoing work to create content and resources for the Holocaust Encyclopedia.
View the list of all donors.