Isadore Frenkiel

Isadore ve karısı Sossia’nın yedi oğlu vardı. Dindar bir Yahudi ailesi olan Frenkiel’ler Varşova yakınlarındaki Gabin adlı kasabada tek odalı bir dairede yaşıyorlardı. Gabin’deki çoğu Yahudi ailesi gibi, onlar da kasabının merkezinde, sinagogun yakınında oturuyorlardı. Isadore kendi işinde çalışan bir şapkacıydı ve yaptığı şapkaları kasabanın haftalık pazarında satıyordu. Polis ve ordu için de şapka yapmıştı.

1933–39: Büyük Buhran döneminin sıkıntısını hissetmesine karşın Isadore, işler kesat olsa da ailesini geçindirebiliyordu. Almanlar, 1 Eylül 1939’da Polonya’yı işgal ettikten kısa bir süre sonra Gabin’i işgal ettiler. Gabin’de 10 kişi sokakta vurularak öldürüldü. Doktorlar ve öğretmenler göz altına alındı. Almanlar Yahudi erkekleri toplayıp pazar yerinde tutarken askerler sinagoga benzin döküp yaktılar.

1940–42: 1941’de Frenkiel ailesi, Almanların bazı kasabaları boşaltıp Yahudileri ölüm kamplarına gönderdiklerine ilişkin söylentiler duydu. Kamplar arası aktarmadan kaçan bir kuzenleri aileyi ziyaret edip söylenenlerin doğru olduğunu belirtti. “Seni kamyonlara koyuyorlar, gaz veriyorlar, sonra da bedenini yanan bir çukura atıyorlar” dedi. Isadore’un 3 yaşındaki oğlu ağlayarak annesine koştu, “Beni de yakacaklar mı?” Isadore, olanları Yahudi büyüklerine anlatması için kuzenine ısrar etti. Kuzeni bu kişilerle görüştü, ancak onlar hikayesine inanmayıp kasabayı terk etmesini söylediler.

Mayıs 1942’de Gabin’deki Yahudiler Chelmno ölüm kampına gönderildi. Isadore, Sossia ve oğullarından dördü kilitli bir kamyona konulup egzoz dumanlarıyla boğuldular.