Inge, Güneybatı Almanya'da Siyah Orman yakınındaki Kippenheim köyünde yaşayan dindar Yahudiler Berthold ve Regina Auerbacher'in tek çocuğuydu. Fela'nın babası tekstil tüccarıydı. Ailesi 17 odalı bir evde yaşıyordu ve ev işlerine yardım edecek hizmetçileri vardı.
1933–1939: 10 Kasım 1938'de sokak serserileri taş atarak evimizin bütün camlarını kırdı. Aynı gün polis babamı ve büyükbabamı tutukladı. Annem, büyükannem ve ben sessizlik olana kadar barakada saklanmayı başardık. Dışarı çıktığımızda kasabadaki Yahudi erkekler Dachau toplama kampına götürülmüştü. Babam ve büyükbabama birkaç hafta sonra eve dönme izni verildi. Ancak Mayıs'ta büyükbabam kalp krizinden vefat etti.
1940–1945: 7 yaşındayken, ailemle birlikte Çekoslavakya'daki Theresienstadt gettosuna sürgün edildik. Gettoya vardığımızda, üzerimizdeki giysiler ve oyuncak bebeğim Marlene hariç, her şeyimiz alındı. Kamptaki şartlar ağırdı. Patates zümrüt kadar değerliydi. Çoğu zaman aç, korkmuş ve hastaydım. Sekizinci doğum günümde ailem bana üzerinde çok az şeker bulunan bir patates keki, dokuzuncu doğum günümde bebeğim için çaputtan dikilmiş bir elbise ve onuncu doğum günümde ise annemin yazdığı bir şiiri hediye etti.
8 Mayıs 1945'te Inge ve ailesi yaklaşık üç yıl boyunca yaşadıkları Theresienstadt gettosundan serbest bırakıldı. Mayıs 1946'da Amerika Birleşik Devletleri'ne göç ettiler.
Başka OkumalarCharlene'nin anne ve babası yerel Yahudi toplumundaki liderler arasında olup, aile toplum hayatında aktif görevler üstlenmişti. Charlene'nin babası Lvov Devlet Üniversitesi'nde felsefe profesörüydü. II. Dünya Savaşı, Almanya'nın 1 Eylül 1939'da Polonya'yı işgal etmesiyle başladı. Charlene'nin yaşadığı yer Alman-Sovyet Paktı uyarınca Ağustos 1939'da işgal edilen doğu Polonya'daydı. Sovyet işgali altındayken, aile evini terk etmedi. Babası görevine devam etti. Almanlar Haziran 1941'de Sovyetler Birliği'ni işgal etti ve kenti ele geçirdikten sonra Charlene'nin babasını tutukladı. Charlene babasını bir daha asla görmedi. Charlene, annesi ve kız kardeşi Almanların Horocow'da açtıkları bir gettoda yaşamaya zorlandı. 1942'de Charlene ve annesi Almanların gettoyu yıkayacağı yönündeki söylentiler üzerine gettodan kaçtı. Kız kardeşi onlardan ayrı bir şekilde saklanmaya çalıştı. Ancak kendisinden bir daha haber alınamadı. Charlene ve annesi nehrin kıyısındaki çalılıklarda saklanarak, suyun içinde saklanarak yakalanmaktan kurtuldı. Günlerce saklandılar. Bir gün Charlene uyandı ve annesinin kaybolduğunu anladı. Charlene, Horochow yakınlarındaki ormanda kendi başına hayatta kalmayı başardı ve Sovyet Kuvvetleri tarafından serbest bırakıldı. Sonra da Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti.
Başka OkumalarAlmanlar Polonya'yı işgal edip Ostrowiec'e girdiğinde, Ruth dört yaşındaydı. Ailesi gettoda yaşamaya zorlandı. Gettonun dışında çalışmasına izin verilmiş olmasına karşın, Almanlar babasının fotoğrafçı dükkânını elinden aldı. Getto tasfiye edilmeden önce, Ruth'un ebeveynleri kardeşini saklanmaya göndermiş ve gettonun dışında işe gitmesini sağlamıştı. Ruth da yakındaki ağaçlıklarda ya da kampın kendisinde saklanmaya başladı. Kamp tasfiye edildiğinde, Ruth'un ebeveynleri ayrıldı. Ruth sonunda Auschwitz'e sevk edilmeden önce birçok toplama kampına gönderildi. Savaşın ardından, Ruth annesi ile bir araya gelene kadar Krakow'daki bir yetimhanede yaşadı.
Başka OkumalarIrene ve ikiz kardeşi Rene, doğduklarında Rene ve Renate Guttman isimlerini aldı. Aile ikizlerin doğmasından kısa bir süre sonra Prag'a taşındı. Almanlar Bohemya ve Moravya'yı Mart 1939'da işgal ettiğinde Prag'da yaşıyorlardı. Birkaç ay sonra, üniformalı Almanlar babalarını tutukladı. Yıllar sonra Irene ve Rene babalarının Aralık 1941'de Auschwitz'de öldürüldüğünü öğrendi. Irene, Rene ve anneleri Theresienstadt gettosuna, oradan Auschwitz'e sürgün edildi. Auschwitz'de ikizler birbirinden ayrılarak tıbbî deneylere maruz bırakıldı. Irene ve Rene Auschwitz'de serbest bırakılmalarından sonra bir süre daha ayrı kaldı. Çocukları Yardım Grubu, Irene'yi 1947'de Amerika Birleşik Devletleri'ne götürdü. Rene ile 1950'de tekrar bir araya geldiler.
Başka OkumalarThomas'ın ailesi 1938'de Zilina'ya geldi. Slovak Hlinka Askerleri, Yahudilere karşı tacizlerini artırdığı için, aile Zilinka'dan ayrılmaya karar verdi. Thomas ve ailesi sonunda Polonya'ya girdi. Ne var ki Eylül 1939'daki Alman işgali, İngiltere'ye gitmek için ülkeden çıkmalarını engelledi. Aile, Nisan 1941'de getto kurulan, Kielce'de kaldı. Ağustos 1942'de Kielce gettosu tasfiye edildiğinde, Thomas ve ailesi aynı ay meydana gelen Treblinka sürgünlerinden kurtulmayı başardı. Onun yerine zorunlu çalıştırma kampına gönderildiler. Ağustos 1944'te Thomas ailesiyle birlikte Auschwitz'e sevk edildi. Ocak 1945'te Sovyet Kuvvetleri yaklaşırken, Thomas ve diğer esirler Auschwitz'den ölüm yürüyüşüne çıkmaya zorlandı. Thomas, Almanya'daki Sachsenhausen kampına gönderildi. Nisan 1945'te Sovyet Kuvvetler’in Sachsenhausen kampını dağıtmasının ardından, Thomas yetimhaneye yerleştirildi. Akrabaları nerede olduğunu buldu ve Goettingen'de annesiyle yeniden bir araya geldi. 1951'de Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti.
Başka OkumalarAlmanya Polonya'yı 1 Eylül 1939'da işgal etti. Alman işgalinin ardından Sarah (o sırada sadece üç yaşındaydı) ve annesi, gettoda yaşamaya zorlandı. Bir gün, Polonyalı Katolik bir polis kendilerini gettonun tasfiye edileceği yönünde uyardı. Sarah ve annesini önce kendi evinde, sonra kendi arazisindeki patates ambarında ve tavuk kümesinde sakladı. Sovyet Kuvvetler bölgeye girene kadar Sarah iki yıldan fazla saklandı. Savaşın ardından Sarah Avrupa'dan 1947'de İsrail'e, oradan da 1963'te Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti.
Başka OkumalarCharlene'nin anne ve babası yerel Yahudi toplumundaki liderler arasında olup, aile toplum hayatında aktif görevler üstlenmişti. Charlene'nin babası Lvov Devlet Üniversitesi'nde felsefe profesörüydü. II. Dünya Savaşı, Almanya'nın 1 Eylül 1939'da Polonya'yı işgal etmesiyle başladı. Charlene'nin yaşadığı yer Alman-Sovyet Paktı uyarınca Ağustos 1939'da işgal edilen doğu Polonya'daydı. Sovyet işgali altındayken, aile evini terk etmedi. Babası görevine devam etti. Almanlar Haziran 1941'de Sovyetler Birliği'ni işgal etti ve kenti ele geçirdikten sonra Charlene'nin babasını tutukladı. Charlene babasını bir daha asla görmedi. Charlene, annesi ve kız kardeşi Almanların Horocow'da açtıkları bir gettoda yaşamaya zorlandı. 1942'de Charlene ve annesi Almanların gettoyu yıkayacağı yönündeki söylentiler üzerine gettodan kaçtı. Kız kardeşi onlardan ayrı bir şekilde saklanmaya çalıştı. Ancak kendisinden bir daha haber alınamadı. Charlene ve annesi nehrin kıyısındaki çalılıklarda saklanarak, suyun içinde saklanarak yakalanmaktan kurtuldı. Günlerce saklandılar. Bir gün Charlene uyandı ve annesinin kaybolduğunu anladı. Charlene, Horochow yakınlarındaki ormanda kendi başına hayatta kalmayı başardı ve Sovyet Kuvvetleri tarafından serbest bırakıldı. Sonra da Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti.
Başka Okumalarİki kız kardeşin küçüğü olan Lidia, Macaristan'ın güneydoğusundaki küçük kasaba Sarospatak'ta Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Lidia'nın ailesinin başarılı bir manifatura dükkânı vardı. O zaman sayfiyede hazır giyim ürünleri pek yaygın değildi. Kasabalılar ve çiftçiler Lebowitz mağazasından kumaş alır ve terzilerine götürerek giysi diktirirdi.
1933–1939: Yıllar önce Amerika Birleşik Devletleri'ne göç eden halası Sadie, çocukları Arthur ve Lilian ile Sarospatak'a ziyarete geldiğinde, Lidia 2 yaşındaydı. Kuzenler bir arada büyükbabalarının çiftliğinde oyun oynayarak iyi vakit geçiyordu. Amerika'dan gelirken yolculuk esnasında Lidia'nın halasının bindiği gemi Almanya’nın Hamburg limanına uğradı ve Sadie Hala Nazilerin sokaklarda yürüdüğünü gördü. Sadie Hala Sarospatak'taki ailenin başına gelebilecekler hakkında endişeleniyordu.
1940–1944: 1944'te Alman Kuvvetler Macaristan'ı işgal etti. İşgalden bir ay sonra Nazi emri altındaki Macaristanlı jandarmalar Lidia ve ailesini evlerinden çıkardı. Lebowitz ailesi kasabadaki kalabalık sinagogda yüzlerce Yahudi vatandaşıyla birlikte üç gün geçirdi. Daha sonra ailecek Satoraljaujhely kasabasına, Çingenelerin bulunduğu bölümde kurulan 15.000 Yahudinin kaldığı gettoya götürüldüler. Gettodakiler yiyecek bir şeyler bulmakta zorluk çekiyordu.
Mayıs ve Haziran 1944'te getto tasfiye edildi. Yahudilerin hepsi mühürlü yük vagonlarında Auschwitz'e sevk edildi. Lindia ve ailesinden bir daha haber alınamadı.
Başka OkumalarTomas'ın ailesi Yahudiydi. Babası Robert, Kukla Olomouc'un Moravian kasabasında işadamıydı. Annesi Elsa Skutezka ise, Moravia'nın başkenti Brnolu bir tuhafiyeciydi. Çift iyi bir eğitim görmüştü. Çekçe ve Almanca biliyorlardı. 1933'te evlenerek Robert'ın Olomouc'taki memleketine yerleştiler.
1933–1939: Evlilikten bir yıl, bir gün sonra Tomas dünyaya geldi. Tomas 3 yaşındayken, büyükbabasının vefatı üzerine Kulka ailesi annesinin memleketi Brno'ya taşındı. 15 Mart 1939'da, Tomas'ın beş yaşına girmesine haftalar kala Almanlar, Brno da dahil olmak üzere, Bohemya ve Moravya'yı işgal etti.
1940–1942: 2 Ocak 1940'ta büyükannesi ve ebeveynleriyle birlikte Tomas, Almanlar tarafından evlerinden tahliye edildi. Aile şirketini kurtarmayı uman Tomas'ın babası, Brno'da kalmalarına karar verdi. Yahudi olduğu için, Tomas’ın okula gitmesine izin verilmedi. Bir yıl sonra Tomas'ın ailesi, şirketi Alman vatandaşı birine, o zamanın parasıyla 10 dolardan daha az eden 200 Çekoslovakya kronuna, sattı. 31 Mart 1942'de Kukla ailesi Çekoslovakya'nın batısındaki Theresienstadt gettosuna nakledildi.
9 Mayıs 1942'de Tomas gaz odasında öldürüldüğü Sobibor toplama kampına götürüldü. Öldürüldüğünde 7 yaşındaydı.
Başka OkumalarHenoch'un dindar birer Yahudi olan ebeveynleri 1937'de evlendi. Babası Moishe Kornfeld ve annesi Liba Saleschutz Henoch'un annesinin çocukluğunu geçirdiği Kolbuszowa'ya yerleşti. Kolbuszowa'da Liba'nın babası yeni evli çifte ev satın alarak damadı için toptan tekstil işletmesi kurdu
1938–1939: Henoch 1938'in sonunda dünyaya geldi ve hala ve teyzeleriyle, amca ve dayılarıyla, kuzenleriyle bir arada büyüdü. Henoch'un ilk doğum günü yaklaşırken, Almanlar Polonya'yı işgal etti ve kısa sürede Kolbuszowa'ya ulaştı. Atlı Polonyalı askerler Alman ordusuna karşı savaşmaya çalıştıysa da, tanklarla karşılaştırıldığında güçleri yetmedi. Kısa süren bir savaştan sonra, sokaklarda at cesetleri vardı. Henoch'un kasabası Alman egemenliğine girdi.
1940–1942: Kasabadaki herkes, çocuklar bile Kolbuszowa'da buldok suratlı acımasız Alman polis komutanı Hafenbier'i biliyordu. Hafenbier Yahudi kasabada terör estirdi ve kasabalı Yahudilerin çoğunu öldürdü. Henoch kasabadaki diğer çocuklarla genellikle Hafenbier'i canlandırdığı bir oyun oynardı. Arkadaşlarına dönüp: “Yahudiysen ölüsün demektir” derdi. Ardından tahtadan yapılmış tüfeğiyle arkadaşlarına “ateş etmeye” başlardı. Arkadaşları ise yere düşer ve öldürülmüş numarası yapardı.
Henoch ve ailesi 25 Haziran 1942’de Rzeszow gettosuna, 7 Temmuz'da ise gaz odasında öldürülecekleri Belzec imha kampına sürgün edildi. Henoch üç buçuk yaşındaydı.
Başka OkumalarRene ve ikiz kardeşi Renate, Alman Yahudisi olan ebeveynleriyle Prag'da yaşıyorlardı. İkizlerin doğmasından kısa bir süre önce Nazi hükümetinin Yahudi karşıtı politikalarından kaçmak için Rene'nin ebeveynleri Almanya’nın Dresden şehrine göç etti. Çekoslovakya'da yaşamak için Almanya'dan ayrılmadan önce Rene'nin babası Herbert ithalat-ihracat işindeydi. Annesi Ita ise muhasebeciydi.
1933–1939: Ailemiz, Prag'ta 22 numaralı troleybüs hattında 6 katlı bir apartmanda yaşıyordu. Dairemize uzun, dik bir merdivenden geçerek ulaşılırdı. Kız kardeşim Renate ile ebeveynlerimizin yatak odasındaki dışarıya bakan terasta, küçük bir odacıkta kalırdık. Renate ile birbirimizle uyumlu, her zaman güzel görünümlü kıyafetler giyerdik. Günlerimizi evimize yakın parkta oynayarak geçirirdik. Mart 1939'da Almanya Prag'ı işgal etti.
1940–1945: 6 yaşıma girmeden kısa bir süre önce, ailem Auschwitz'den Theresienstadt gettosuna sevk edildik. Kampta 70917 numaralı esirdim. Kadeşimden ayrılarak, hastaneye götürüldüm. Röntgene girdim ve boynumdan kan alındı. Bir defasında kayışla masaya bağlayıp, bıçakla kestiler. Kusma ve ishale yol açan enfeksiyonlara yakalandım. Enfeksiyon nedeniyle hastanede yatarken, subaylar hastaları öldürmek için götürmeye geldi. Benim bakımımı yapan hemşire beni uzun eteğinin altında sakladı ve subaylar gidene kadar sessiz kaldım.
Rene ve kız kardeşi sağ kalanlar arasındaydı ve 1950'de Amerika'da tekrar bir araya geldiler. “Mengele İkizleri”nin bir parçası olarak, tıbbî deneylerde kullanıldıklarını öğrendiler.
Başka OkumalarZigmond'un ailesi, Belçika'ya göç etmiş Çekoslavakyalı Yahudilerdendi. Annesi Rivka, gömlekçiydi. Rivka yıllar önce Liege'ye taşınan ağabeyi Jermie'nin ardından, sürekli bir iş bulmak için gençliğinde Belçika'ya geldi. Liege'de Rivka iş adamı Otto Adler'le evlendi. Çift çocuk büyütmek için can atıyordu.
1933–1939: Zigmond 1936'da dünyaya geldi. Ancak annesi bir yıl sonra hayatını kaybetti. Babası yeniden evlendiyse de, bu evlilik uzun sürmedi. Zigmond'un babası üçüncü kez evlendi ve kısa süre Zigmond'un bir kız kardeşi ve düzenli bir aile hayatı oldu. Çocukken Zigmond sık sık birkaç sokak uzakta yaşayan dayısı Jermie'nin ailesini ziyarete giderdi.
1940–1944: Almanlar Belçika'yı işgal ettiğinde Zigmond üç yaşındaydı. İki yıl sonra, Almanlar babasını zorunlu çalıştırmak üzere sürgüne gönderdiler. Bu olaydan sonra Zigmond, üvey annesi Liege'yi terk etti ve Zigmond'u dayısı Jermie ve teyzesi Chaje'ye bıraktı. Naziler Liege'de Yahudileri toplamaya başladığında, Jermie dayının bazı arkadaşları Yahudi kimliklerini gizleyen sahte belgeler ayarlamaları için yardımcı oldu ve yakındaki bir köyde yaşamaları için ev kiraladı. İki yıl sonra bir Pazar sabahı Gestapo eve geldi. Bu evde Yahudilerin yaşadığından şüpheleniyorlardı.
Zigmond, dayısı ve iki kuzeni Mechelen tevkif kampına, oradan da 21 Mayıs 1944'te 7 yaşındaki Zigmond'un gaz odasında öldürüldüğü Auschwitz'e götürüldüler.
Başka OkumalarII. Dünya Savaşı Eylül 1939'da başladı. Brigitte ve ailesi Kuzey Amerika'ya gitmek için vize ve pasaport almayı umdukları Kovno'ya taşındı. Temmuz 1941'de Brigitte ve ailesi Almanların Litvanya'yı işgal etmesinin ardından Kovno gettosuna gitmeye zorlandı. Brigitte'nin ailesi “Büyük Eylem”den (“Great Action”) sağ çıkabildiyse de, annesi gettoda hastalıktan hayatını kaybetti. Mart 1944'te çocukları hedef alan bir toplama operasyonu sonrası Brigitte, babasının eski işvereninin yardımı sayesinde gettodan kaçmayı başardı. Sovyet kuvvetleri Kovno'yu Ağustos 1944'te özgürlüğüne kavuşturdu.
Başka Okumalar
We would like to thank Crown Family Philanthropies, Abe and Ida Cooper Foundation, the Claims Conference, EVZ, and BMF for supporting the ongoing work to create content and resources for the Holocaust Encyclopedia. View the list of donor acknowledgement.