<< Önceki | Görüntülenen sonuçlar: 1551-1575 (2677 arasından); "" için | Sonraki >>
“Nazilerin muhaliflerine vermediklerini biz Nazilere verdik… yasaların korumasını”. —Eski ABD Savaş Bakanı Henry Stimson Almanya’nın Nuremberg şehrinde düzenlenen Uluslararası Askerî Mahkeme’yi anlatıyor Sözlerle eylemler arasında doğrudan bir bağ gerçekten var mı? Söylemler ve imajlar insanları soykırım yapmaya yönlendirebilir mi? Avrupa’daki savaş Mayıs 1945’te bittiğinde, Müttefikler 12 yıllık Nazi yönetimi ve sürekli pompalanan bir nefret…
Sürgünler Wannsee Konferansı’nı izleyen aylarda, Nazi rejimi "Nihai Çözüm" planlarını uygulamaya devam etti. Yahudiler "sürgün edildi"—trenlerle ya da kamyonlarla işgal altındaki Polonya’da bulunan altı kampa götürüldü: Chelmno, Treblinka, Sobibor, Belzec, Auschwitz–Birkenau ve Majdanek–Lublin. Naziler bu altı kampa "imha" kampları diyorlardı. Sürgün edilenlerin çoğu büyük gruplar hâlinde zehirli gazla hemen öldürülüyordu. Naziler "daha temiz" ve daha "etkili"…
Nuremberg’deki Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi’nin (IMT) kararından sonra Müteakip Nuremberg Davaları olarak bilinen davalara, başsavcı olarak Amerikalı General Telford Taylor atandı. IMT savaş suçlarının, mütecaviz savaşı ve insanlığa karşı işlenen suçları cezalandırmış olduğu için sonraki yargılamalar, bu suçlarla itham edilen ikinci kademe Nazilerin suçluluğunu tespit etme amacını taşıyordu. ABD, 12 müteakip Nuremberg yargılamasında toplam 183 sanığı…
Alman yetkililer, Kasım 1941’de işgal altındaki Polonya’nın Varşova şehrinin yaklaşık 80 kilometre kuzeydoğusunda, daha sonra Treblinka I adıyla bilinen bir zorunlu çalışma kampı kurdu. Alman yetkililer, Treblinka II olarak bilinen ölüm merkezinin inşasını Temmuz 1942’de tamamladı. Almanlar ve işbirlikçileri, Temmuz 1942’den Kasım 1943’e kadar Treblinka’da 870.000 ile 925.000 arasında Yahudiyi öldürdü. Almanlar, Yahudileri Varşova gettosundan ve Radom, Bialystok ve…
Tunus Cephesi, Müttefikler’in Tunus'un doğusunda yer alan Safakes'te 5 Ocak 1943'te kara ve deniz çıkarması yapmasıyla ve Tunus'un orta batısındaki Kafsa'da bulunan Alman mevzilerine 17 Mart 1943'te saldırı düzenlemesiyle başladı. 4 Şubat 1943'te, İngiliz Sekizinci Ordusu, Libya ile Tunus arasındaki sınırı geçti. Amerikan Kuvvetleri’yle İngiliz Uluslararası Topluluğu'na ait kuvvetler arasında sıkışıp kaldığı ve ikmal üsleriyle bağlantıları kesildiği için, General…
Nazilerin iktidara gelmesi, I. Dünya Savaşı’nın ardından Almanya’da kurulan parlamenter bir demokrasi güden Weimar Cumhuriyeti’nin sonu oldu. Adolf Hitler’in 30 Ocak 1933’te şansölye olarak atanmasından sonra Nazi devleti (Üçüncü Reich olarak da bilinir), kısa sürede Almanların temel haklarının temin edilmediği bir rejim hâline geldi. Kültür, ekonomi, eğitim ve hukukun tümü Nazi kontrolü altına girdi. Rejimin hedef ve ideallerini yaymak için kapsamlı propagandalar…
Erkek eşcinselliği, Weimar Almanyası ceza kanununun 175. maddesine göre yasadışıyken, Alman eşcinsel hakları aktivistleri eşcinselliği kınayan toplumsal tavrı yeniden biçimlendirmek amacıyla dünya çapında liderler hâline geldi. Almanya’da pek çok kişi Weimar Cumhuriyeti’nin eşcinsellere yönelik müsamahasını Almanya’nın çöküşünün işareti olarak görüyordu. Naziler, ırksal mücadeleyi kazanma amacıyla Almanya’daki eşcinsellik “kusurunun” kökünü kazımak…
Nazilerin iktidara yükselmesi, I. Dünya Savaşı'nın ardından Almanya'da kurulan parlamenter demokrasi Weimar Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırdı. Adolf Hitler’in 30 Ocak 1933'te şansölye olarak atanmasından sonra, Nazi devleti (Üçüncü Reich olarak da bilinir) kısa sürede Almanların temel haklarını kullanamadıkları bir rejim hâline geldi. 28 Şubat 1933'te Reichstag'ta (Alman Parlamentosu) çıkan şüpheli bir yangının ardından, hükümet anayasal vatandaşlık haklarının…
Alman Hükümeti KrizdeAlmanya’yı 1919’dan 1932’ye kadar, Alman tarihinde Weimar Cumhuriyeti olarak bilinen dönemde bir dizi koalisyon hükümeti yönetmişti. Bu dönemde, hiçbir parti parlamentoda çoğunluğu elde edememişti. Ekonomik politikalar konusundaki ihtilaflar, sağ ve sol kanat partiler arasında gitgide artan siyasi kutuplaşma, verimli bir koalisyonun kurulmasını da önlüyordu. Bunun yerine, Haziran 1930’dan sonra, ardı ardına gelen şansölyeler parlamentoda iş yapabilecek…
Varşova, modern Polonya devletinin başkentidir. II. Dünya Savaşı’ndan önce şehir, Yahudi yaşamı ve kültürünün önemli bir merkeziydi. Savaş öncesinde Varşova’daki Yahudi nüfusu 350.000 olup, kentin toplam nüfusunun yüzde 30’unu oluşturuyordu. Varşova’daki Yahudi topluluğu, Avrupa’nın en büyük ve New York’un ardından dünyanın ikinci büyük Yahudi topluluğuydu. Almanya’nın 1 Eylül 1939’da Polonya’yı işgalinin ardından Varşova ağır saldırılara maruz…
Varşova Gettosu Ayaklanması Doğu Avrupa’daki gettolarda bulunan pek çok Yahudi, Almanlara karşı direniş örgütlemeye ve çalıntı ve el yapımı silahlarla silahlanmaya çalışıyordu. 1941–1943 arasında yaklaşık 100 Yahudi grubu yeraltı direniş hareketleri oluşturdu. Yahudilerin Almanlara karşı en bilinen silahlı çatışmayla direniş teşebbüsü, Varşova gettosunda yaşandı. 1942 yazında yaklaşık 300.000 Yahudi Varşova’dan Treblinka’ya sürüldü. Ölüm merkezinde…
22 Temmuz ile 12 Eylül 1942 arasında Alman makamları, Varşova gettosunda yaklaşık 300.000 Yahudiyi sürmüş ya da öldürmüştür. SS ve polis birimleri, 265.000 Yahudiyi Treblinka öldürme merkezine sürmüş ve 11.580 Yahudiyi de zorunlu çalışma kamplarına göndermiştir. Almanlar ve destekçileri, sürgün faaliyetleri sırasında Varşova gettosunda 10.000’den fazla Yahudiyi öldürmüştür. Alman makamları, yalnızca 35.000 Yahudinin gettoda kalmasına izin verirken 20.000’den…
20 Ocak 1942’de, Nazi partisi ve Alman hükümetinden üst düzey on beş lider önemli bir toplantı için bir araya geldi. Berlin’in zengin bir bölgesinde, Wannsee olarak bilinen gölün kenarındaki bir villada toplandılar. Toplantı, işbirliği yapması gerekli olan Dışişleri ve Adalet Bakanlığı sekreterleri dâhil, SS dışındaki belli başlı hükümet liderleriyle "Avrupa’daki Yahudi sorunu ile ilgili Nihai Çözüm"ü görüşmek üzere SS lideri Heinrich Himmler'in…
20 Ocak 1942’de üst düzey Nazi Partisi ve Alman hükümet yetkilileri, “Yahudi Sorununa Nihaî Çözüm” adını verdikleri uygulamayı görüşmek üzere Berlin’in Wannsee banliyösündeki bir villada toplandı. “Nihaî Çözüm”, Avrupalı Yahudilerin sistematik, planlı ve fiziksel imhasının kod adıydı. Adolf Hitler, 1941 yılı içinde toplu katliam için bu plana yetki verdi. SS Generali Reinhard Heydrich, katılımcıları bilgilendirmek (1), “Nihaî Çözüm” uygulamasına…
Nazi-destekli eziyet ve kitle cinayetleri Üçüncü Reich'ta ve işgal altındaki Avrupa'nın her tarafında Almanlara direnişi besledi. Nazilerin başlıca kurbanları Yahudiler olmasına karşın, onlar da Nazi baskısına çeşitli yollarla, hem kolektif hem de bireysel olarak direndiler. Örgütlü silahlı direniş, Alman işgali altındaki Avrupa'da Nazi politikalarına en güçlü Yahudi muhalefetiydi. Yahudi siviller işgal altındaki Polonya'da ve Sovyetler Birliği'nde 100'ün üstünde…
Nazilerin başlıca kurbanları Yahudiler olsa da, onlar da hem toplu, hem de bireysel olarak çeşitli yollarla baskıya karşı direndiler. Örgütlü silahlı direniş, Alman işgali altındaki Avrupa’daki Nazi politikalarına karşı en güçlü Yahudi muhalefetiydi. Yahudi siviller işgal altındaki Polonya’da ve Sovyetler Birliği’nde 100’ün üstünde gettoda silahlı direniş gösterdi. Bunlar arasında en ünlüsü, Nisan–Mayıs 1943’te Varşova gettosundaki Yahudilerin silahlı bir…
Yahudi Karşıtlığı Yahudi karşıtlığı kavramı, Holokost sırasında sayısız insanın yaşadığı trajediyi anlamaya çalışırken başlangıç noktasını oluşturmaktadır. Yahudiler tarih boyunca Yahudi karşıtlığı olarak bilinen önyargılar ve ayrımcılıkla karşılaşmıştır. Neredeyse iki bin yıl önce bugün İsrail olarak adlandırılan topraklardan Romalılar tarafından kovulan Yahudiler, dünyaya dağılarak azınlıklar hâlinde yaşarken kendilerine özgü…
“Yahudi karşıtlığı” terimi, Yahudilere karşı bir önyargı ya da Yahudilerden nefret etme anlamına gelmektedir. Avrupalı Yahudilerin, 1933–1945 yıllarında Nazi Almanyası ve işbirlikçileri tarafından devlet eliyle zulmedilmesi ve katledilmesi, yani Holokost, Yahudi karşıtlığının tarihteki en uç örneğidir. “Yahudi karşıtlığı” terimi, ilk kez 1879’da Alman gazeteci Wilhelm Marr tarafından kullanılmıştır. Ancak, Yahudilere karşı duyulan belirgin nefret modern…
1933 ile 1945 yılları arasında hem Almanya’da hem de Alman işgali altındaki topraklarda çeşitli gruplar Nazi rejimine karşı direniş gösterdi. Yurtiçinde Nazizm’in ilk muhalifleri arasında komünistler, sosyalistler ve sendika liderleri yer aldı. Temmuz 1944’te Alman politikacılardan ve askerî liderlerden oluşan küçük bir grup, Adolf Hitler’e karşı başarısız bir suikast girişiminde bulundu. Fransa’da hem milliyetçi hem de komünist direniş hareketi Alman yetkililerine…
1933–1945 yılları arasında, binlerce kişi Nazilere karşı şiddet kullanarak ya da şiddet kullanmaksızın direniş gösterdi. Almanya'daki Nazizmin ilk muhalifleri arasında Komünistler, Sosyalistler ve sendika liderleri vardı. Ana akım kilise hiyerarşisi Nazi rejimini desteklemesine ya da politikalarını kabullenmesine karşın, Dietrich Bonhoeffer gibi ilahiyatçılar rejime bireysel olarak karşıydılar. Bonhoeffer 1945'te idam edildi. Muhafazakar Alman elitleri ve Alman Ordusu'nun Genel…
Yahudi Partizanlar Gettolardan ve kamplardan kaçabilen bazı Yahudiler kendi çarpışma birimlerini oluşturmuşlardı. Bu savaşçılar ya da partizanlar yoğun ormanlık bölgelerde toplanmıştı. İşgal altındaki Sovyet topraklarında büyük bir partizan grubu Litvanya’nın başkenti Vilna yakınlarındaki bir ormanda gizleniyordu. Yüzlerce treni raydan çıkarıp, 3.000’den fazla Alman askeri öldürmüşlerdi. Partizan olarak ormandaki hayat zordu. Bulunmamak için sürekli yer…
28 Ekim 1940’ta Faşist İtalya, Arnavutluk’taki üsleri üzerinden 1939 Nisan’ında İtalya’nın ilhak etmiş olduğu Yunanistan’ı işgal etti. Ancak birkaç gün içerisinde Yunan ordusu, İtalyanları Arnavutluk Dağları’na kadar sürdü ve çatışma burada çıkmaza girdi. Hitler, 22 Haziran 1941’de yapılması planlanan Sovyetler Birliği’ne karşı saldırının Balkan kanadından gerçekleşmesini güvence altına almak için Yugoslavya ve Yunanistan’ın işgali emrini verdi. 6…
Özgürlüğe kavuşturduktan sonra Müttefikler, zorla göç ettirilmiş Yahudileri evlerine geri göndermeye hazırlandılar. Ancak bu kişilerden pek çoğu bunu reddetti ya da geri dönmeye korktu. 1945 ile 1952 arasında 250.000’den fazla zorla göç ettirilmiş Yahudi Almanya, Avusturya ve İtalya’da kamplarda ve kent merkezlerinde yaşadı. Bu tesisler, Müttefik yetkililerce ve Birleşmiş Milletler Yardım ve Rehabilitasyon İdaresi tarafından yönetiliyordu. Hayatta kalanlar ailelerini…
Naziler, Yahudiler ve diğer hedef gruplardan milyonlarca kişiyi çok ağır koşullarda çalışmaya zorladı. Nazi toplama kamplarının ve tutuklama tesislerinin kurulmaya başlandığı 1933 kışından itibaren, zorunlu çalıştırma—genellikle yararsız ve aşağılayıcı nitelikte, ekipman, giysi, gıda ve gerisi olmadan—toplama kampı rejimlerinin önemli bir parçasını oluşturuyordu. Savaşın başlamasından önce bile Naziler, Yahudi sivil halkını toplama kamplarının içinde ve…
Zorunlu İşgücü Almanların işgal ettiği bölgelerde, Naziler Yahudi işçileri zalimce muamele etmek üzere seçiyordu. Yahudi işçiler aynı zamanda aşağılayıcı muamelelere de tabi bırakılıyor, SS görevlileri dindar Yahudileri sakallarının kesilmesine boyun eğmeye zorluyordu. İşgal altındaki Polonya’da Yahudilere ait zorunlu çalışma kampları gibi, gettolar da Yahudi iş gücünden yararlanmada üs olarak kullanılıyordu. Örneğin, Lodz gettosunda Naziler 96 fabrika…
We would like to thank Crown Family Philanthropies, Abe and Ida Cooper Foundation, the Claims Conference, EVZ, and BMF for supporting the ongoing work to create content and resources for the Holocaust Encyclopedia. View the list of donor acknowledgement.